Diğer
05 Temmuz 2024
Son dönemdeki kritik davaların sanıklarının, mahkeme solanlarının kerametinden midir bilinmez ama, emniyet ve savcılık ifadelerini değiştirme performansları dikkat çekici. Her ne kadar bu topraklar, "aynasızlar" cumhuriyetinde, karakollardaki kötü muamele, işkence vakalarıyla çok tanış olsa da Sinan Ateş cinayeti sanıklarının ifadelerini değiştirmesi "Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar" türküsü kadar naiflik içermese gerek. Tutuklu kaldıkları süreçte hukuk kitaplarını hatmetmediklerine göre ortada bir aklın olduğu olduğu gerçek.
Benzer bir akıl Diyarbakırlı Ramazan Hoca'yı öldüren Erkan Baykut'ta da var. Baykut, hakim karşısına çıktığı ilk duruşmada cinsel istismar faili olduğunu iddia ettiği Afgan Abdul Saboor Muradı'ya benzettiğini öne sürdüğü Ramazan Hoca'yı öldürme gerekçesi için şöyle demişti: "Planlı değildi, o anlık ruh haliyle öldürdüm. Dükkâna girdiğimde elimde taş vardı. Taşı attım, kendisini savunmaya kalkınca korktum, iki haftadır taşıdığım bıçakla bıçakladım."
Son duruşmada ise ifadesini değiştirip cinayeti dört ay öncesinden planladığını, bıçağı da cinayetten iki hafta önce değil iki ay önce ve öldürmek için aldığını öne sürdü. Ortalama bir zekânın sorabileceği "bir insan tanımadığı, hiç görmediği, görüşmediği bir insanı sadece birine benzettiği için öldürür mü?" sorusunun hiçbir yanıtı yok.
Sanık Erkan Baykut'un cinayet günü "uyuşturucunun etkisi altındaydım" iddiasının da inandırıcılığı şüpheli. Zira dava dosyasına giren kamera görüntülerinde Erkan Baykut'un iddiasını doğrulayacak "normal" dışı bir hareketi yok. T24'ün ulaştığı görüntüleri buraya bırakıyorum…
Bana ulaşan kız kardeşi Aynur Çelik, Diyarbakırlı Ramazan Hoca için "Benim kardeşim kendisini Allah'a adamış biriydi. Sadece din değil felsefe, hukuk kitapları da okurdu gece gündüz. Parayla da işi olmazdı. Öyle ki Youtube yayınlarını bile gelir kazanmaya kapatmış birinden söz ediyoruz. Kardeşim bazı........© T24