Emmy Ödülleri'nde rekor kıran Shōgun: Kültür tercüme edilir mi?

Diğer

19 Eylül 2024

76. Emmy Ödülleri'nde En İyi Drama, En İyi Erkek ve En İyi Kadın Oyuncu da dahil 18 ödülü kaparak rekor kıran Shōgun, herkesin dilinde. Bu dile kolay 18 Emmy, Shōgun'ı hem bu yılın en prestijli draması yapıyor, hem de tarihte bir sezonda en çok Emmy kazanan dizi.

Peki Shōgun neyin nesi, nerede izlenebilir, onu bu kadar kıymetli kılan alamet-i farikaları neler? Hazırsanız hepsini tek tek anlatıyorum:

Shōgun, 1975 tarihli, 1300 sayfalık epik James Clavell romanının bir uyarlaması. 17. yüzyılda, Japonya'nın feodal döneminde geçen bu yarı-gerçek hikâye, daha önce de televizyona uyarlanmış ve ülkemizde de çok izlenmişti. 1983'de TRT'de yayınlanan ve başrolünde Richard Chamberlain'in yer aldığı 1980 yapımı mini dizi, döneminin kalp çarpıtan işlerindendi. Şimdiyse orjinalinden 44 yıl sonra on bölümlük ilk sezonuyla karşımızda. Çoktan ikinci ve üçüncü sezon onayı alan drama, bir FX yapımı.

Karı-koca ikili Justin Marks and Rachel Kondo tarafından yaratılan dizinin ana hikâyesi değişmiyor: İngiliz denizci John Blackthorne (Cosmo Jarvis), Erasmus adlı gemisiyle yeni ticaret yolları bulmak için yola çıkar ve kendini varlığı sadece bir rivayetten ibaret olan Japonya'da bulur. Ne Japonlar bu yabancıya güvenir, ne Blackthorne onlara. Yabancılık eşittir düşmanlıktır. Aynı dili konuşmamak, ortak bir kültüre sahip olmamak turistik bir merak değil, vahşete varan bir şiddet doğurur. Samurayların hakimiyetiyle bilinen feodal Japonya, kimsenin ucuz kahramanlıklarını kaldıracak bir yer değildir.

O da yetmezmiş gibi, Blackthorne berbat bir zamanda vurur Japonya kıyılarına: Portekizliler ülkede kendi ticari monopolilerini kurmuş, Katolik Hristiyanlığı yayma ve ülkeyi sömürgeleştirme çalışmalarına başlamışlardır. Ülkeyi yöneten Taikō ölmüş, ardında henüz çok küçük bir oğul ve birbiriyle savaşmaya hazır beş Lord'dan oluşan bir Divan bırakmıştır. Bu beşlinin en gözüpeki Lord Toranaga (Hiroyuki Sanada), diziye adını veren shōgun, yani askeri liderlik pozisyonuna ulaşmak için her türlü manevrayı yapacak, ayağına kadar gelen bu Protestan kaptanı ve yeteneklerini kendi çıkarları için kullanacaktır. Ama bunu yapabilmesi için önce bir çevirmene ihtiyacı vardır.

Toda Mariko (Anna Sawai) işte burada girer hikâyeye. Mariko, şimdilerde ismi lekelenmiş soylu bir ailenin hayatta kalan tek üyesi, koyu bir Katolik ve evli bir kadındır. Blackthorne'un konuştuğu Portekizceden Japoncaya tercüme işini üstlenir. Bizse bu Portekizceyi İngilizce........

© T24