Diğer
16 Eylül 2024
Kamuoyuna açıklanan siyasi eğilim araştırmalarında partilerin oy oranlarında farklılaşmalar olsa da genel bir toplumsal eğilim dikkati çekiyor. Ak Parti oy kaybediyor ve yüzde otuzların altına inerek ikinci parti konumuna düşerken, iktidar ortağı MHP ortalama yüzde 10 mertebesindeki oy desteğini koruyor. İkinci ortak eğilim CHP oy oranları ve aydan aya değişimleri üzerinde araştırmalar arasında bazı dikkat çekici farklılıklar olsa da birinci parti konumunda, yıllar sonra ilk kez yüzde 30 üzerinde seyrediyor.
Araştırmalar arasında üçüncü ortak eğilim kararsız seçmen oranının yüksekliği. Aslında bu noktada matematiksel bir mesele var. Kararsız seçmen oranı yükseldikçe ister düz oransal dağıtım ister özel yöntemlerle dağıtım yapılsın doğrudan tercihlerdeki partiler arası sayısal farklar büyüyor. O nedenle sonuçtaki CHP oy oranı ile Ak Parti oy oranı arasındaki kimi zaman 7-8 puanlık sayısal fark gerçekte seçmen zihninde bu kadar olmayabilir. Seçimin gündemde olmadığı bir dönemde kararsızlar dağıtılmadan önceki doğrudan söylenen parti tercihleri oranları arasındaki farkların gerçekliğe daha yakın olduğunu akılda tutmak gerekir.
Yine de şurası kesin, Ak Parti seçmen desteği de örgütsel moral ve motivasyon olarak da çözülmeye başlamış görünüyor. Bu çözülme aslında 2019’dan beridir yönetim sorunlarından, pandemiden ve ekonomik buhrandan dolayı gözleniyordu. 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki Cumhur İttifakı’nın sayısal sonucu genel gidişattan bir sapmaydı. Bunun nedenlerini de çokça tartıştık. Bugün artık çözülme Ak Parti seçmeninin önemli bir kısmında kalıcı bir kopuşa dönüşmüş durumda. Nitekim yayınlanan araştırmalardan da bu gözlemi yapmak mümkün.
Kamuoyunun merak ettiği asıl soru CHP yükselişinin kalıcı olup olmayacağı ya da yükselmeye devam edip etmeyeceği. Çünkü henüz yayınlanan araştırmalar bu eğilimi belirleyecek toplumsal dip dalgalar ve dinamikler konusunda yeterince veri sunmuyor.
Toplumsal eğilimler ve psikoloji konusunda yeterince yerel araştırma veri ve bulgusu yok elimizde. Fakat Gallup’un “2024 Küresel Duygular Raporu” ilginç veriler sunuyor. 142 ülkeye dair bulguları içeren ve kıyaslayan Gallup raporunun ana sonucu 2023’te dünya genelinde olumlu duyguların pandemi öncesi seviyelere geri dönmüş olması. Rapora göre özellikle stres, pandemi seviyelerinin altına düşmüş durumda. Ama Türkiye, düşük pozitif deneyim skoru ile dikkat çekiyor ve 2020’den beri en düşük puan alan ülkeler arasında yer alıyor.
Küresel bulgular arasında en önemlisi dünya çapında yetişkinlerin yüzde 23’ünün, önceki günün çoğunda yalnızlık yaşadıklarını, yalnız hissedenlerin arasında yüzde 54’ünün de aynı zamanda üzüntü yaşadıklarını söylemiş olmaları. Bu küresel bulgu önümüzdeki dönemde dünya nüfusundaki demografik, aile ve hane yaşamındaki kültürel ve gündelik yaşam ritmindeki zihinsel değişimlerin ürettiği önemli bir dip dalgaya işaret ediyor.
Gallup raporunun Türkiye toplumuna dair bulgularına dönersek, toplumun yüzde 34’ü bir gün önce öfke yaşadığını, yüzde 58’i stres, yüzde 26’sı üzüntü, yüzde 44’ü endişe, yüzde 23’ü ağrı yaşadığını söylemiş.
Yaşanan, hissedilen olumlu duygulara dair veriler ise daha vahim bir toplumsal ruh hali gösteriyor. Bir gün önce zevk hissettiğini söyleyenler yüzde 42, zevki hissetmediğini söyleyenler yüzde 55, kendini dinlenmiş hissedenler yüzde 56, dinlenmiş hissetmeyenler yüzde 43, gülümseyenler yalnızca yüzde 37, gülümsememiş olanlar yüzde 59, bir gün önce bir şey öğrenenler yalnızca yüzde 23, öğrenmeyenler yüzde 75, saygıyla davrandığını söyleyenler yüzde 75, saygısızca davrandığını söyleyenler yüzde 19 oranında.
Türkiye toplumu öfke yaşamışlık bakımından 142 ülke arasında 16’ncı sırada, üzüntülü olmak bakımından 8’inci sırada, hayattan zevk almamak konusunda 9’uncu sırada,........