Diğer
28 Nisan 2024
İsveç meselesi çözüldükten sonra Ankara da Vaşington da rahat bir nefes aldı. F-16’ların satışına Kongre’nin onay vermesine ek olarak, çözümün bir unsuru da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beyaz Saray’da fotoğraf vermesiydi. Yani Vaşington ziyareti bir yıldır masadaydı.
ABD ve Batı’ya sürekli fırça atarak iç siyaset açısından nemalanan Erdoğan, hem bu yoldan daha fazla yararlanamadığı hem de artık ekonomik güçlükleri aşmak için Doğu’ya değil Batı’ya bakması gerektiği için rotayı kırmaya başlamıştı. Oval Ofis’te sev sevme bir süper güçle el sıkışma, içerde ve dışarda dosta düşmana verilecek mesaj için önem taşıyacaktı.
İlişkileri bozmak kolay, düzeltmek ise o kadar kolay olmuyor.
Her iki başkentte yapılan hatalar nedeniyle ilişkiler öngörülebilir olmaktan çıktı. Öyle ki, başta iş dünyası olmak üzere herkesin gerçekleşeceğine kesin olarak baktığı 9 Mayıs görüşmesi, ertelendi ya da bu sene için iptal oldu.
İki ay önce kaleme aldığım bir yazıda ilişkilerin düzelmesinin zaman alacağını, güven kaybının kolay kolay telafi edilemeyeceğini ve seçim yılında Erdoğan’ın Vaşington’a gitmesi ihtimalinin çok düşük olduğunu yazmıştım.
Ancak mart ayından beri beni şaşırtan bir karşılıklı ziyaret trafiğine şahit olduk. MİT Başkanı İbrahim Kalın, ardından da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan mart başında ayrı ayrı ABD’ye gittiler. Ardından Kalın, Fidan ve Savunma Bakanı, 14 Mart’ta birlikte Irak’a gittiler. ABD ile ilişkilerdeki Irak boyutunu, özellikle Erdoğan’ın geçen hafta Bağdat ve Erbil’e yaptığı ziyareti de ekleyip hatırda tutmakta fayda var.
Ancak bu trafiğin en önemlisi Hakan Fidan’ın mart başında yaptığı ziyaret oldu, zira Vaşington’daki kapsamlı görüşmelerde Erdoğan-Biden görüşmesinin hazırlığının yapıldığı duyumlarını aldık.
Ardından daha alt düzeyde ABD’den birbiri ardına Ankara’ya ziyaretler oldu. Örneğin 15 Nisan’da ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili, yani bakanlığın üç numaralı ismi Ankara’ya geldi. En son ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Koordinatörü 22 Nisan’da Ankara’daydı. Stratejik ilgisizlikten…
Açıkçası, ilk 3 yılında Erdoğan’a pas vermeyen Biden’ın “Söz verdik bir kere. Gelsin fotoğraf verelim, yetsin” şeklinde bir tavır almaktansa, hazır Erdoğan çok sıkışmış ve işbirliğine yatkınken, ziyaretten daha içerikli bir sonuç alma yoluna girdiği anlaşılıyor.
Bu tavrın arkasında da iki başkentte “İlişkilerdeki bu soğukluk herkesin zararına. Hazır Türkiye’de uzunca süre seçim de olmayacağı için ilişkileri biraz daha işbirliği zeminine sokalım” diyenler vardı.
Ve iki taraftaki bu gruplar yine iki başkentteki Türk karşıtları ile Amerikan karşıtlarının huzursuz baskısı altında çalıştılar.
Ziyareti baltalamak isteyenler fırsat kollarken, Amerika tarafındakiler net bir tarihin seslendirilmesine; dolayısıyla Biden’ın kendisini bağlamasına izin vermezken, ziyaretin olmasını isteyenler, başta ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve ihtimalen Türk Dışişleri “Hazırlıklar sürüyor” diyerek son ana kadar görüşmenin olacağı izlenimini canlı........