Arabulucularda olması gereken iki şey Türkiye’de yok; tevazu ve gizlilik

Diğer

02 Eylül 2025

Türkiye - Rusya Federasyonu - Ukrayna Üçlü Toplantısı, 23 Temmuz, İstanbul

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çatışmalarla dolu bölgede barış meşalesini yıllardır taşıyan bir liderdir. Türkiye, kendisinin liderliğinde Rusya-Ukrayna barışının hayata geçmesi için ilk günden itibaren yoğun çaba göstermektedir.”

Düşünün. Ukrayna ve Rusya heyetleri karşılıklı oturmuşlar. Cephede kan akmaya devam ediyor. Müzakere masasına oturmaya çok da hevesli değiller. Ama otursan bir türlü, oturmasan başka türlü. Bir başlasa da bitirip gitsek diye düşünürken; her İstanbul toplantısının başında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’yi öven konuşmaya maruz kalıyorlar.

Fidan, iki büyük Türk bayrağı arasından ve arkasında büyük puntolarla İstanbul yazan bir panonun önünde konuşuyor. “Bunların derdi barış mı, yoksa reklam mı” diye düşünmezler mi?

ABD Başkanı Donald Trump’la, Rus lider Vladimir Putin’in ikili zirvede bir araya geleceği duyulunca, Türk basınında da Türkiye ev sahibi olur mu diye spekülasyon başladı. İkisi Alaska’da buluştuktan sonra da olası bir üçlü zirve ya da Zelenski - Putin zirvesi için Türkiye’de buluşurlar mı diye bir heves oluştu.

Arabuluculuk ya da kolaylaştırıcılık sadece ev sahibi olup, görüşülecek mekânı ayarlamakla sınırlı değildir. Taviz vermeye isteksiz tarafları masada tutmak, uzlaşmazlık noktasında kilitlenmeyi aşmak için yaratıcı öneriler getirmek, uzlaştırıcı formüller de geliştirmek gerekir. Bunun için diplomatik yaratıcılığa, tecrübeye, birikime, kıvrak zekaya ihtiyaç vardır. Tarafların kültürel kodlarını bilmek kadar dil bilgisi de çok önem taşır.

Yabancı dil deyip geçmeyin. Her iki tarafın kendi lehine yontacağı ikili ya da ikircikli söylemler, yapıcı muğlaklıklar dil bilgisi gerektirir. Hiç unutmam bir AB zirvesinde gerek Türk gerekse Yunan tarafının bir belge üzerindeki oluru, iki kelime arasındaki noktanın, noktalı virgülle değiştirilmesiyle sağlanmıştı. Noktalı virgül, iki tarafın belgeyi kendi lehlerine yorumlamasına imkân tanımıştı.

Türk diplomasisinin bu anlamda gerekli kriterlere sahip olduğunu söyleyebiliriz. En uzunu Kıbrıs olmak üzere nihayetinde Türk diplomasisi yıllarını pek çok ülke ve konu üzerine müzakere ile........

© T24