Diğer
T24 Haftalık Yazarı
01 Eylül 2024
Adana'ya akademik araştırmaları için gelen Şahsu, Şahmaran efsanesine uzanan geçmişini keşfeder. Ailesini yıllar önce terk etmiş dedesiyle yüzleştiğinde ve Maran'a âşık olduğunda yarı insan yarı yılan Marların dünyasına katılır. Umur Turagay ve Bertan Başaran'ın yönettiği ve Pınar Bulut'un senaryosunu yazdığı dizi, Yılan Kalesi'nde yaşadığı varsayılan Şahmaran'ın hikâyesine farklı bir yorum getirebilir mi?
Sıcakta ortaya çıkan yılanların varlığı, yakıcı bir güneş ve boğucu bir atmosfer ile başarıyla hissettirilir. Adana'nın sıcağında banyosu olmayan bir otel odasında kalan Şahsu'nun (Serenay Sarıkaya) buhranını paylaşırız. Gür ve uzun saçları sanki bizi de bunaltır. Rüzgârın uğultusu, baykuş sesleri, köpek havlamaları, su şırıltısı ve yılan tıslaması; bizi Marların karanlık dünyasına sürükler.
"Dünya yalnız sana ait değil insan." mesajını fondaki hayvan sesleriyle pekiştiren diziye, ailevi sorunlar ve aşk üçgenleri gibi geleneksel temalar hakimdir. Anne baba özlemiyle büyümüş çocuklar, yıllar sonra dedesine kavuşan bir torun, kavgalı iki kız kardeş ve aynı kadına aşık iki erkek ile tanışmamız için Şahmaran efsanesi elzem değil. Şahmaran yerine başka bir hikâye çerçevesinde de bu konular işlenebilirdi.
Batı'nın "tekinsiz" Doğu klişesini destekleyen Adana temsilleri ise oryantalizme hizmet eder. Sokak ortasında işlenen suçlar ve kan davaları ile Adana, "tehlikeli" ve "adaletsiz" Türkiye imajını destekler. Esmer ve sakallı erkekler, sarı saçları ve beyaz teniyle Avrupai görünümlü Şahsu'yu bakışlarıyla taciz eder. Türkiye'nin güneyine seyahat etmekten korkan turistlerin ön yargılarını körükleyen Adana temsilleri, efsaneden uzaklaşır.
Vampir filmlerini andıran dizi, Şahmaran'ı yabancılaştırır. Şahsu, üniversite öğrencilerinden rivayet ile ilgili kaynakları okumalarını ister. Fakat dizi, bu ödevi yapmak yerine fantastik hikâyelerdeki çarpıcı temaları ve görselleri buluşturur. Şahmaran'ın kardeşi Lilith'in hapsolduğu kuyudan........