menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İran’dan gelen şaşırtıcı ve sürprizli bir yapım

49 12
10.01.2025

Diğer

10 Ocak 2025

KUTSAL İNCİRİN TOHUMU

X X X

(The Seed of the Sacred Fig)

Yönetim ve senaryo: Mohammad Rasoulof
Görüntü: Pooyan Aghababaei
Müzik: Karzan Mahmud
Oyuncular: Misagh Zare, Soheila Golestani, Mahsa Rostami, Setareh Maleki, Niousha Akhshi, Reza Akhlaghi, Shiva Ordooei, Amineh Arani

İran- Fransız filmi, 2024

İşte uzun zamandır göremediğimiz İran sinemasından gelen bir örnek... Son Cannes şenliğinde tam anlamıyla ödül yağmuruna tutulmuş: Jüri Özel Ödülü, uluslararası sinema yazarlarının FİPRESCİ Ödülü, Ökümenik Jüri Ödülü, Sanat ve Deney Filmleri Ödülü, François-Chalais Ödülü... Daha ne olsun?

Ama seyri biraz sabır isteyen bir film... En azından uzunluğu yüzünden; tam 2 saat 46 dakika... Dayanmak kolay mı? Yine de görülmesinde fayda var: bizim çevremizde, yani Orta Doğu’da geçen bu hikâye, bizler için de sinema sanatının dışında da birçok açıdan önem taşıyor; düşündürücü ve öğretici ögeler içeriyor.

Film günümüz Tahran’ında açılıyor. Geniş ölçüde hâlâ namazında- niyazında bir toplum... Ve bir gece yolculuğu görüyoruz. Bir mutlu aile tanıyoruz: Bir karı-koca, iki büyümüş kızları. Yani İman, eşi Najmeh, kızları Rezvan ve Sana... İman bir yasa adamıdır; bir hakim... Orada dendiği gibi, bir soruşturmacı. Ve de gerçek vicdan sahibi bir insan...

Ama günümüz İran’ında bu nitelikleriyle davranması son derece müşküldür. Önünde duran 5 ciltlik dava dosyaları onun düşündüğü kararları almasına izin vermez. Öyle bir ülkedir ki bu, tesettür (örtünme) hâlâ gereklidir. Yargılanmada hâlâ kimi suçların “Allah’a karşı” işlendiği söylenince akan sula durur!.. Her yerde sarıklı insan resimleri görülür; çoğu başörtülü kadınlar, kızlar yurtlarda kalır. Savcıya karşı çıkmak ölüm cezası talebine yol açar. Eylemlere katılmak ise beş yıl hapisten başlar. Sokaklarda teokrasiye karşı çıkan insanlar dövülür; TV’lerde çarşaflı spikerler konuşur. Ve bu kendine özgü diktatörlükte, aileler ve kuşaklar da bölünür. İman’ın evinde bile karısı hâlâ eski usül yaşamı savunurken, kızları Rezvan ve Sana tüm bu baskıya karşı çıkarlar.

Ve sokakları kan bürür. Protesto, isyan, derken yüzünden en ağır biçimde yaralanan bir kadın… Najmeh ona biraz bakar; ama isyan cephesinden geldiği için. Hastaneye bile götürülemez!.. Onun o kan içindeki yüzü filmin en dramatik sahnesidir. Fondaki hüzünlü şarkıların eşliğinde, bizim de yüreklerimiz kanar.

Ve bu arada hakimliğini istediği gibi yapamayan ve ağır bir baskı altında ne yapacağını şaşırmış İman’ı en çok korkutan şey olur. Kendisine kendi güveni için emanet edilen bir tabanca ortadan kaybolur. Bu sistem içinde, bu........

© T24