Efsane bir futbolcunun kendine has yaşam öyküsü

Diğer

22 Kasım 2025

LEFTER-BİR ORDİNARYÜS HİKAYESİ

X X X

Yönetmen: Can Ulkay
Senaryo: Ayşe İlker Turgut
Görüntü: Jean-Paul Seresin
Müzik: Fahir Atakoğlu
Oyuncular: Erdem Kaynarca, Deniz Işın, Aslıhan Malbora, Aslıhan Gürbüz, Bora Akkaş, Onur Ay, Hamdi Alkan, Taner Barlas, Ayşe Lebriz Berkem, Onur Durmaz, Ezen Evren

Netflix yapımı, 2025

İşte benim için son derece değişik bir film... Öncelikle onca ilgi, yetenek, çaba ve merak alanlarım içinde ne genel olarak spor ne de özel olarak futbol yer tutmuştur.

Ne profesyonel ne de ‘hobi’ olarak... Ve sanırım ki hayatımda bir kez olsun bir maç izlememişimdir. Ne bir stadyumda ne de TV ekranında...

Buna karşılık ve buna rağmen bu film ilgimi çekti. Biraz kimi dostlarımın, biraz da sevgili oğlum Gökhan’ın etkisiyle... Ve karşımda doğrusu gayet iyi bir film buldum. Demek ki sinemada illa da konu veya tür önemli değil. İyi olunca, her şey keyifle izlenebiliyor.

Futbol tarihimizin, özellikle Fenerbahçe’nin hikâyesi içinde tam adıyla Lefter Küçükandonyadis ayrı bir yer tutuyor. 1924’te Büyükada’da doğmuş. Sonradan da çok sevip sık sık gittiği o enfes sayfiye mekânı... Doğduğunda bir adı da Elefterios imiş, Rumca’da ‘özgür’ anlamına gelen...

Ölüm tarihini de hemen vereyim: 2012. Arada gencecik, hayli yakışıklı, milleti açısından azınlıklardan (Rum ya da Yunan denebilir) bir spor kahramanının hikâyesini izliyoruz.

Filmde olaylar 1933 yılında Büyükada’da başlıyor. Ve çocukluğunu görüyoruz. Sonra 1942 yılına sıçranıyor. Artık o 18 yaşındadır. Bu arada tüm ana kişilikler yarı Türkçe, yarı Rumca konuşuyorlar. O iki dil, biri ana ve öbürü azınlık için olsa da bu ülkede hemen hep olduğu gibi uyum içinde kullanılmaktadır.

Lefter askerliğini Diyarbakır’da yapar. Ve derin Türkiye’yi daha iyi tanır. O sırada İkinci Dünya Savaşı hâlâ süregelmektedir. Dönünce, artık futbola kesin girmeye karar verir. Hem de Fenerbahçe’ye...

1907’de kurulmuş olan bu ülkenin en eski futbol takımı, artık bir efsane sayılmaktadır. Ve onun içinde özellikle forvetteki oyunuyla büyük ün yapacaktır. Arada özel hayat da sürer gider. Ana-babasıyla arası iyidir. Ve babasını yitirmek büyük azap olur. Eşi Stavrini’yle mutlu-mesut giderler. Bir kez onu hayli kıskandırmayı becerirse de... Ona yüzük takma sahnesi de çok hoştur. Çocuklarını hep göz önünde tutar, sevgiyle... Yakın arkadaşı Dmitri de onun spora dalmasına yardımcı olur...

Lefter zaman zaman teknik direktörlük de yapmış ve aynı zamanda ‘Ordinaryüs’ lakabını edinmişti. Bir onursal ödül olarak... Fenerbahçe marşında da adı geçer. Bunu ona takımın büyük destekçilerinden Manol Talyan lütfedip vermiştir. Ayrıca ekibin İtalya-Floransa’ya gidip maç yapması (ve elbette kazanması), Lefter’in Nice takımına davet alması…

Bu arada Lefter ve takımı Atina’ya da davet alıp giderler. Ve tepki şöyle olur: “Ne kadar İstanbul’a........

© T24