Diğer
06 Haziran 2024
Otellerin kimilerinin şıklığından söz etmiştim. Bunlardan birinde lavaboda Pierre Cardin markasını gözümle gördüm!.. 25 yıldır festival düzenleyen ve örneğin bu yıl 109 ülkeden 1400 kısa-uzun belgesel getirten bir festivalde buna şaşılır mı?
Kentin ünlülerinden biri de Dizdar ailesiymiş, Şefik Yılmaz Dizdar Bey’in bu kente katkıları artık efsane olmuş. Nitekim belediyeye ait güzelim buluşma salonu onun eşinin adını taşıyor: Leyla Dizdar Kültür Merkezi. Ve Şefik Bey hala hayattaymış!.. Ben bunların günün ünlü oyuncusu Merve Dizdar’la ilgisi var mı diye sormuştum: Soğuk bir espri olarak!.. Ama yokmuş.
Kenti gezmeyi sürdürüyoruz. O güzelim evleri yakından görmek keyifli. Ama uzaktan da: Örneğin bizim otelden öyle bir manzara var ki... O kristal cam teras bambaşka çekici. Tokatlı Kanyonu üzerinde yapılmış olan bu teras, 80 metre yükseklikte ve sayısız ziyaretçi topluyor.
Bir diğer ünlü yer olan Yörük Köyü’ne gidiyoruz. Kente 15 kilometre uzaktaki bu büyüleyici köyde 90 küsur tarihi ev sizi bekliyor!.. Kanyon denen ve tüm kenti çepeçevre sarmış bir coğrafi özellik var: İki yandaki tepecikler arasında oluşan ve akan sular... Kimileri camilerin altından bile geçip gidiyor. Daha doğrusu, camiler onların üzerine inşa edilmiş. O enfes ve altın sarısı Safran Soğanı kubbeli olanı bile... Ayrıca kimi konaklarda havuzlar da var. Bunlar kente suyla bambaşka bir ilişki getiriyor.
Ayrıca neler neler var daha...Uzaktaki İncekaya Su Kemeri... Bizans döneminden kalma Safranbol Kalesi... Yakınlardaki Hıdırlık Tepesi... 3 milyon yıldır orada durduğu hesaplanmış gizemli Bulak Mağarası... Ve de iki çok ilgiye değer müze. Kahve Müzesi, dünyada kahveye adanmış en önemli özel müze. UNESCO ödülünde buranın da etkisi olduğu söyleniyor. İçinde kahvesini yudumlayan bir Mustafa Kemal resmiyle birlikte... Doğrusu görülmeye değer.
Bir diğeri değişik dönemlerden toplanmış ve geniş bir yeşil alanda art arda konmuş saat kuleleri... Resim çekmeye kalkarsanız tek resme sığdırmak imkânsız. Ben birkaçını alabildim. Ayrıca o kendine özgü tahta kuleli camiler öylesine ilginç ki...
Bu arada yakınlardaki Tabakhane’ye de gittik... Kendine özgü bir doğa ve hoş bir Tabakhane Mescidi. Kente dönersek, bir kiliseden dönüştürülmüş Ulu Cami, Lütfiye Camisi (bir diğer adı Kaçak Cami!), Cinci Hanı ve hamamı, Asmalar Konağı gibi güzellikler var.
Ve elbette yörenin en büyük kenti Karabük... Oraya da gidiyoruz. Buranın çok ünlü Demir-Çelik fabrikaları iyi bilinir. Kilometrelerce boyu onların yanından geçerek gitmek........