Süheyla Doğan, “zeytinlik yasası”nı anlattı: Sermayenin taşeronluğunu yapıyorlar, gelmiş geçmiş en tehlikeli yasa!

Diğer

30 Temmuz 2025

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi adı altında TBMM'den 255 milletvekilinin oyu ile geçen ve kamuoyunda “zeytinlik yasası” olarak bilinen düzenlemeler, Türkiye’nin doğa koruma tarihinde yeni bir dönemin habercisi. Yeni yapılan değişiklikler ile milli parklar, zeytinlikler, sulak alanlar, sit bölgeleri ve hatta ormanlar artık maden ve enerji faaliyetlerine açılabilecek. Enerji ve maden şirketlerine neredeyse sınırsız yetkiler tanıyan yasa, ÇED süreçlerini etkisiz hale getiriyor, kamu kurumlarını işlevsizleştiriyor, acele kamulaştırmalar mülkiyet hakkını tehdit ediyor.

Tüm bu gelişmeleri Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nden Süheyla Doğan ile konuştuk. Doğan, bu yasanın “bugüne kadar gelmiş geçmiş en tehlikeli” yasa olduğunu söylüyor ve herkesi, doğayla birlikte var olmanın onurlu sorumluluğuna davet ediyor.

- Öncelikle çok genel olarak bu yasayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkemizin bütün doğal ve kültürel varlıklarını sermayenin kullanımına açıyor. Ülkenin her tarafını enerji ve maden şirketlerinin kullanımına açıyor, tahsis ediyor. Bu anlamda da sanıyorum bugüne kadar gelmiş geçmiş en tehlikeli, en kötü yasalardan bir tanesi diyebiliriz. Kısaca bir işgal yasası olarak tanımlayabiliriz.

- Madenciliği kolaylaştırarak doğanın dokunulmazlığını fiilen ortadan kaldıran bir yasa olarak mı görüyorsunuz?

Yalnız madencilik değil aynı zamanda enerji de. Bu yasa beş tane yasayı değiştiriyor. Bir tanesi enerji ile ilgili, bir tanesi maden, biri çevre yasası gibi çok kritik, önemli yasalarımızı değiştiren bir yasayla karşı karşıyayız.

- İdeolojik bir hamle de olarak okumak mümkün mü?

Evet. Sanırım o kadar çok ciddi ihtiyaçları vardı ki belli yerlerde de tıkanmışlar. Özellikle kömür sektörünün Muğla civarındaki ihtiyaçları konusunda, termik santrallerin yakacağı kömürde artık zeytinliklere dayanmışlardı. Bir yandan da onu da çok hızlıca çıkarmak için bütün süreçleri jet hızıyla yürüttüler. Değişikliği bir an önce yasalaştırmak için ellerinden gelen bütün girişimleri yerine getirdiler. Meclise geldikten sonra hemen iki gün içerisinde komisyona gönderilmesi, komisyonda hemen iki gün içerisinde üyelere dağıtıp toplantıların başlatılması, sabahlara kadar 26 saat aralıksız süren bir çalışma temposuyla komisyondan geçirilmesi... Yine hemen arkasından Genel Kurul'a getirilmesi... Yani çok hızlıca bu yasanın geçmesine karar vermişlerdi. Bu konuda da ellerinden geleni yaptılar.

- Evet 255 oyla kabul edildi. 21 maddeden oluşan kanun teklifi ve 11 madde değiştirildi…

Yalnız 11’i de çok ufak bir değişiklikle geçti. Bütün kritik eleştirilerden hiçbir sese kulak vermediler. Diğer maddeler, 19. madde olduğu gibi geçti. Muhalefetin verdiği hiçbir önergeye de bakmadılar, dikkat etmediler. Hiçbir itirazı dikkate almadılar.

- Sermaye tarafına dair neler var?

Her türlü hem yabancı sermaye hem yerli sermaye için çıktı. Zaten birlikte çalışıyorlar. Birbirlerinin taşeronluğunu yapıyorlar. Ülkemizdeki bir sürü şirket zaten uluslararası şirketlerin de taşeronluğunu yaptığı için el ele diyebiliriz. Hepsinin birlikte........

© T24