Halime Şaman zeytinlikleri madencilik sektörüne açmayı öngören torba yasayı anlattı: Bunun adı sosyal çürüme, aynaya nasıl bakıyorsunuz?
Diğer
31 Temmuz 2025
Meclis’ten geçen torba yasa, zeytinlikleri, ormanları ya da sulak alanlar ile zamanda bir toplumu ayakta tutan temel değerleri de hedef alıyor. Doğa koruma statülerinin kaldırıldığı, muhafaza ormanlarının madenlere açıldığı, insanları tehcire zorlayacak yeni düzenlemeyi Muğla Çevre Platformu’ndan Halime Şaman’la konuştuk. Şaman’a göre bu yasa bir sistem değişikliği ve “mülkiyet hakkını tebaalaşma noktasına indiren, halkına paryalığı layık gören bir zihniyetin ürünüdür.”
- Bu yasayı çok genel olarak nasıl yorumluyorsunuz?
Bu bir yağma yasası. Bu yasa aslında tarihsel sürece baktığımızda da 2 Mayıs 1920’de yapılmak istenenin şimdi hayata geçirilmesi. O dönemde Tarım ve Orman İşleri, İktisat Vekaleti’ne bağlanmıştı. Ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının tamamını, doğa koruması olmadan, oradaki insanların yaşam hakkının, geçmişini ve geleceğini dikkate almadan şirketlere teslim edilmesi.
- Bu yeni torba yasa, çevre ve mülkiyet hakkı gibi anayasal hakları nasıl etkiliyor genel olarak baktığımızda?
Bunların hepsini sakatlayıcı, bizlerin toplumsal mutabakatını sağlayan anayasanın güvencesini ortadan kaldırıcı ve aslında bir sistem bozucu, düzen bozucu bir yasa.
-Biraz açabilir misiniz? Özellikle gelecekle ilgili neye karşılık geliyor?
Bu düzen şuna karşılık geliyor: Biliyorsunuz toplumların bir arada yaşaması oluşturdukları anayasa ve anayasaya bağlı kanunlarla belirlenir. Bu onların o barış içinde yaşamalarının güvencesidir. Bu güvenceler arasında da en temel olanları yaşama, mülkiyet ve temiz bir çevrede yaşam haklarıdır. Şimdi bu yasadaki ‘acil kamulaştırma’ maddesi ile mülkiyet hakkı insanların elinden alınıyor. Savaş dönemlerinde ancak kullanılabilecek bir karar bu. Bu kullanılarak insanların elindeki mülkler Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nde (MAPEG) toplanıyor. Ama sembolik. Davul MAPEG’in elinde tokmak şirketlerin elinde. MAPEG eli ile kamudaki, halktaki servetin şirketlere transferi gerçekleşecek.
- Üniversite mezunu, araştırmacı, uzman olarak yıllardır görev yapan bir sürü insanın bir araya gelerek hazırladığı düzenlemeler milletvekillerinin de onayı ile yasaya dönüştürülüyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu kadar insanın bu tercihine nasıl bir anlam yüklemeliyiz?
Aslında bunun adı sosyal çürüme. Geldiğimiz süreçte belki en zor tamir edeceğimiz şey sosyal çürüme. Gerçeklik algısının değişmesi ve bireysel çıkarların toplum çıkarının önüne geçmesi olarak tanımlayabiliriz. Kamusallıktan yarışmacı bir hayata geçirilmesi, herkesin birbirinin rakibi olduğu ve pastadan........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein