Emeklilik sistemi üzerine bazı aykırı düşünceler (2): Yeni bir sistem nasıl olmalı?

Diğer

Konuk Yazar

10 Eylül 2024

Konuya ilişkin önceki iki yazımdan birincisinde Sosyal Güvenlik sisteminin genel yapısına değinerek Sosyal Güvenlik Kurumlarının finansal kurumlar olduğunu belirtmiş ve mevcut sosyal güvenlik sistemini veri aldığımızda SGK'nın prim ve katılım payları ile gelirlerini nakden, zamanında ve eksiksiz tahsil etmesinin esas ve zorunluk olduğunu söylemiştim. İkinci yazımda ise günümüzdeki zorunlu emeklilik/yaşlılık sigortası sisteminin yapısal olarak bozulmuş bir sistem olduğunu açıklayarak yeni bir sistem kurulması gerektiğini ifade etmiştim.

Bugün emeklilik sistemi ve bu sistemin nasıl yenilenebileceği ve emeklilik/yaşlılık sigortası ve aylığı sağlayan yeni bir sitemin temel özelliklerinin neler olabileceği üzerine bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Temel amaç, herkesi kapsayıcı, adil ve hakkaniyete uygun, yaşlılıkta insanca geçim koşullarını sağlayan, toplumsal ve ekonomik yükü makul düzeylerde olan, gücün kötüye kullanımı yoluyla kollayıcı haklar sağlamayan ve kötüye kullanılmayan, daha basit ve sade bir yapıya sahip olan ve ülkenin tasarruf oranının yükselmesine katkıda bulunabilecek bir emeklilik sistemi kurmak ve bunu uygulayacak etkin bir kurumsal örgütlenme gerçekleştirmektir.

Temel amacı gerçekleştirecek olan sistem (i) belirli bir yaşı (18 yaşını) tamamladığında herkesin katılmak zorunda olduğu, (ii) katılımcıların arasında bir ayırım olmadan herkesin aynı (makul miktarda) emeklilik/yaşlılık sigortası primi ödediği, (iii) herkesin aynı yaşta (60 veya 65 olabilir) emeklilik/yaşlılık aylığı almaya başlayacağı ve (iv) katılımcıları hepsinin aralarında bir ayırım ve ayrıcalık olmaksızın parasal olarak aynı aylığı alacakları bir sistem olmalıdır.

Bu amacı gerçekleştirebilecek bazı temel ilkeler ile yola çıkılmalıdır.

T.C. Kimlik Numarası basit ve uygulanabilir kapsayıcı bir sistemi kurmak için önemli bir araç sağlamaktadır.

Emeklilik sistemini yeniden düzenlemenin, yeni bir emeklilik sistemi kurmanın yolunun öncelikle sosyal güvenlik sisteminin kurumsal yapısının en azından "emeklilik/yaşlılık sigortası" ve "genel sağlık sigortası" biçimde ayrılmasını ve her alanın da ayrı kurumsal yapılanma ile sürdürülmesi gerektiği kanısındayım. Bu nedenle kamusal zorunlu emeklilik sisteminin ayrı bir yapı içinde ve sadece emeklilik ile ilgili işleri yönetmeli ve yürütmelidir. Adı başka bir şey de olabilir ama kolaylık ve yollama için adına "Zorunlu Emeklilik Sigortası Kurumu" diyelim.

Uzun vadeli sigorta kolunun diğer dalları olan "malullük ve ölüm sigortaları" emeklilik/yaşlılık sigortası dışında kalması gereken bir konu olarak düşünülmelidir.

Ülkedeki zorunlu emeklilik sistemi tek bir kurum çatısı altında toplanmalı ve sürdürülmelidir. Bu çerçevede zorunlu emeklilik aylığı ödemesi yapan diğer kurumlar (örneğin bankalar ve sigorta şirketleri ile ticaret ve sanayi odalarının zorunlu sigortayı karşılamak amacıyla kurdukları emeklilik sandıkları) düzenleme ile birlikte yeni işe girenleri kendi kurumlarında sigortalı yapma uygulamasını durdurmalıdırlar.

Yaşlılıklarında "zorunlu emeklilik/yaşlılık sigortası sisteminin vereceği emeklilik/yaşlılık aylığından daha fazla periyodik gelir elde etmek isteyenler bireysel emeklilik sistemi ile tasarruflarını değerlendirebilirler. Diğer yandan bir başka seçenek şirketler, şirketler toplulukları ya da kurumlar kendi çalışanları için ek gelir sağlayacak tasarruf sistemleri kurabilmeli ve çalışanlar da bu şekilde tasarruf yapabilmelidirler. Bu gönüllülük esasına dayalı olan "bireysel emeklilik" ile "munzam emeklilik sandıkları" zorunlu "emeklilik/yaşlılık sigortası" sisteminin destekleyici kurumları olacaktır.

Sisteme 18 yaşını tamamlayan herkes katılmak zorunda olmalı ve sisteme katılmak zorunda olan kişi de aylık sigorta primini ödeme yükümü altında bulunmalıdır. Bu yüküm kamu veya özel bir işyerine bağlı olarak ücretli çalışması durumunda ve çalıştığı sürece işveren tarafından yerine getirilmelidir. Diğer durumlarda prim ödeme yükümü emeklilik/yaşlılık sigortası kapsamında kalan sigortalının kendisi tarafından yerine getirilmelidir. 18 yaş altında çıraklık, staj, geçici çalışma vd. gibi nedenlerle kayıt içi çalışan vatandaşlardan da "emeklilik/yaşlılık sigortası" için prim kesilmesine de gerek kalmayacaktır.

Prim alacaklarını zamanında yerine getirmeyenlere günün ekonomik koşullarına uygun olan ve değişken oranlı gecikme cezası uygulanmalıdır. Prim alacak ve cezaları asla yasalar yoluyla silinmemeli, affedilmemelidir.

Emekli/yaşlılık aylığına hak kazanma yaşı dolmadan sistemden çıkma ya ölümle ya da sigortalının vatandaşlıktan çıkma/çıkarılması nedeniyle olmalıdır. Sigorta kapsamında olan kişinin emeklilik/yaşlılık aylığına hak kazanmadan ya da ulaşmadan ölüm halinde kişinin "Zorunlu Emeklilik Sigortası Kurumu"na yaptığı ödemelerin belirli bir hesaplama yöntemiyle "şimdiki değer-present value"e getirilerek bulunan tutarı (bunun belirli bir kısmı, yüzde 10'u gibi, Kurumun yönetim gideri olarak kesilerek) varislerine toptan ödemeyle verilmelidir. Aynı şekilde çalışma kabiliyetini kaybeden kişiye de istemi halinde geri toptan ödeme yapılabilir.

Emeklilik (yaşlılık) sigortası bütün vatandaşları kapsayıcı olmalıdır. Emeklilik sistemi tarihsel olarak ülkemizde kamu ya da özel kesimde ücretli ve işverene bağlı olarak çalışanlar için kurulmaya başlamış ve uzun süre bu emeklilik/yaşlılık sigortasındaki temel yaklaşım olmuştur. Önce Bağ-Kur'un kurulmasıyla bağımsız çalışanlara doğru olmak üzere ve daha sonra da başka katılımcılara yönelik olarak kapsam genişletilmeye çalışılmıştır. Ama herkesin belirli bir yaşla birlikte zorunlu sigortalı olduğu bir kapsayıcı sisteme geçilememiştir. Bu nedenle amaç kapsayıcı bir sistem kurmak olduğundan 18 yaşını tamamlayan herkes sisteme katılmak zorunda olmalıdır. Kadın-erkek, fakir-zengin, çalışan-çalışmayan, ücretli çalışan-serbest iş yapan, özel kesimde çalışan-kamuda çalışan, şehirli-köylü, hükümlü-özgür, yurt içinde yerleşik-yurt dışında yerleşik herhangi bir ayırım kriteri olmadan herkes sistemin kapsamı içerisinde kalmalıdır. Diğer yandan kim olursa olsun belirli bir yaşı tamamlayan (örneğin 64'ü tamamlayıp 65 yaşına giren veya 59 yaşını tamamlayıp 60 yaşına giren) bir kişi girdiği günü izleyen ayın başından itibaren emeklilik/yaşlılık aylığı almaya hak kazanmalıdır.

Emeklilik sigortası kapsamına girmede doğal olarak vatandaşlık esas olmalıdır. Ancak vatandaşlık verme sisteminin gevşetilmesi, hatta neredeyse açık kapı politikası uygulanması, emeklilik sistemi için önemli bir sorundur. Burada esas ilke olarak kişinin vatandaşlığının doğumla kazanılması aranabilir. Bir başka ifadeyle yeni emeklilik sistemi doğum ile vatandaş olmayan kişilere kapıları kapalı bir sistem olabilir. Bir yaklaşım belki 2000 sonrası doğanlar için ayrık bir yol izlenebilir. Hatta ek bir koşul olarak kişinin anne babasından en az birisinin de vatandaşlığı doğumla kazanmış olması şartı istenebilir. Ancak sistemin uzun vadeli özelliği ve prim ödemeye dayalı olması, primlerin 18 yaşını tamamlandığı günden itibaren (gerektiğinde geriye doğru) aranması gereği ve ancak 65 yaşına (veya 60 yaşına) girenin aylık almaya hak kazanabilmesi böyle ayrık bir yol izlenmesi yoluna gerek bırakmayabilir. Yeni sistemin yürürlüğe girmesinden sonra vatandaş olanların (ve eski sistemde bir biçimde sigortalı olmuş olanlar dışında) artık ne eski sisteme göre ne de yeni sisteme göre emeklilik/yaşlılık sigortası primi ödemesi gerekmemektedir. Sonradan vatandaş olanlar için "bireysel emeklilik sistemi" açıktır.

Yeni sistemde yurt dışı çalışmalarının yurt içi........

© T24