Diğer
27 Mart 2024
Ülkede yargı erkini temsil eden ve açılan davalarda yargı adına son sözü söyleyen yüksek mahkemelerin başkan ve üyelerinin seçimi yani kimler olduğunun bilinmesi ülkede yaşayan herkesin en doğal hakkıdır.
Bu durum devletin diğer iki erkini temsil eden Cumhurbaşkanı (Yürütme) ve milletvekillerinin (Yasama) tanınması ve kim olduklarının bilinmesi kadar önemlidir.
Dolayısıyla yüksek yargıya seçilen başkan ve üyelerin yakından tanınması bu görevlere gerçekten hak ederek ve liyakatle gelinmesi için de kamuoyunun bir tür denetimine vesile olabilecektir.
ABD'ye (UCLA) misafir öğretim üyesi olarak ilk gittiğimde (2005-2006) ABD Yüksek Mahkeme başkanı seçimi ile ABD Merkez Bankası başkanı seçimi yakın zamanlara denk gelmişti.
Basın ve medya kuruluşlarının Yüksek Mahkeme başkanı seçimine Merkez Bankası başkanı seçiminden çok daha fazla ilgi gösterdiklerini görünce şaşırmıştım.
Her ikisinin de seçim yöntemi orada aynı.
Başkan bir isim öneriyor.
Senato'nun ilgili komisyonunda o kişi milletvekilleri tarafından bir tür "mülakata" (hearing) alınıyor.
Milletvekilleri komisyonda o kişiye mesleği ve kariyeri hakkında sorular soruyorlar. Gerektiğinde kendisini açığa düşürmeye çalışıp neredeyse sorguluyorlar.
O aday da kendisini savunuyor ve sorulara yanıtlar veriyor.
Sonra da Senato'da hakkında oylama yapılıyor ve çoğunluğun oyunu alırsa ataması onaylanıyor.
Oylamada o kişinin komisyondaki mülakattaki performansı oldukça belirleyici oluyor. Komisyondaki bu mülakat ulusal radyo ve televizyon kanallarından naklen yayınlanıyor ve çok izleniyor.
Eğer adayın Komisyon mülakatındaki performansı iyiyse ve görevi hak ettiği kanısına varılırsa partizanlık yapılmadan ataması onaylanıyor. Performansı beğenilmezse de onaylanmıyor. Birçok örneği var.
Ben de o zaman şimdiki Yüksek Mahkeme başkanı John Roberts'in mülakatının bir kısmını televizyondan naklen izlemiştim.
Hiç unutmadığım kısmı şöyleydi:
Komisyondaki mülakatta bir milletvekili kendisine yıllar önceki eski yargıçlık görevi esnasında bir davada verdiği karardan bir pasaj okuyor ve kararın hatalı olduğunu ima ederek niçin böyle bir karar verdiğini soruyor.
Roberts ise hiç çekinmeden kendisine şöyle diyor:
"Sayın senatör, eğer lütfedip aynı kararın izleyen paragrafındaki şu ifadeleri de okuyabilseydiniz kararı niçin öyle verdiğimi anlardınız ve verdiğim kararın haklı olduğunu görürdünüz!" (sonra da izleyen paragrafı okuyup kararda niçin haklı olduğunu........