Milli eğitim ve yabancı okullar krizi

Diğer

31 Temmuz 2024

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı ile bazı yabancı özel okullar (Fransız Charles de Gaulle, Pierre Loti, Alman elçilik okulları, İngiliz elçilik okulu Besa, Pakistan okulu vs.) arasında bu okulların hukuksal statüsü hakkında ciddi bir kriz baş gösterdi.

Daha doğrusu, aslında anılan iki Fransız okulu özelinde Fransız büyükelçiliği ile Bakan arasında baş gösteren siyasi ve hukuksal kriz dolaylı olarak diğerlerini de etkiledi.

Bu okulların özelliği, aslında zamanında o ülkenin kendi diplomatik misyonunun (elçilik veya konsolosluk gibi) çalışanlarının çocuklarıyla sınırlı olarak kendi ülkesinin eğitim müfredatını uygulayan okullar olarak kurulmaları.

Ancak, sonradan T. C. Vatandaşı öğrencileri de kabul etmeleri ve kaliteli eğitim vermelerinden dolayı zamanla Türk eğitim sisteminden memnun olmayan T.C. vatandaşlarından büyük talep görmelerinin sonucunda, halen öğrencilerinin çoğunluğunun Türk uyruklulardan oluşması.

Hukuksal açıdan sorun ise Türk kanunlarında bu okulların açıkça düzenlenmemiş olması ve hukuksal statülerinin belirsizliği.

Geçtiğimiz günlerde bu yabancı özel okullardan bazıları açıklama yaparak, Bakanlıktan kendilerine gelen resmi yazı uyarınca, bu eğitim-öğretim yılı itibarıyla artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrenci kabul edilmeyeceğini; ancak mevcut T.C. vatandaşı öğrencilerin durumunun belli olmadığını belirttiler.

Okulların açılmasına sadece 1 ay kalmış durumda ve halen bu okullarda okuyan ve fiilen bu okulların çoğunluğunu oluşturan T.C. vatandaşı öğrencilerin başka okul bulmaları gerekip gerekmeyeceği belli değil. Yani bu öğrenciler için çok ciddi bir belirsizlik ve mağduriyet söz konusu.

Sayın Bakan bir gazeteye yaptığı açıklamada bu okullarda okumakta olan mevcut T.C. uyruklu öğrenciler için devamda sorun olmadığını belirtmiş. Ancak bahsi geçen Fransız okullarından yapılan açıklamada Bakanlıktan gelen resmi yazıda mevcut öğrencilerin de bu okullara devam edemeyeceklerinin belirtildiği vurgulanmış.

Ya Sayın Bakan'ın kendi bakanlığının gönderdiği resmi yazıdan haberi yok, ya da Fransızlar Bakanlığın gönderdiği yazıyı tam anlamamış!

Sayın Bakan bu konuda basına yaptığı açıklamalarda, esas olarak anılan iki Fransız okulunu işaret ederek, bu okulların Türk kanunlarına aykırı olarak faaliyet gösterdiğini ve Türk hukuku açısından yok hükmünde olduklarını; bu konuda geçmişte Fransız makamları ile kurulan bağlantılardan sonuç çıkmadığını hatta Fransızların kendilerini oyaladığını; kendisinin yıllar öncesindeki Bakanlık Müsteşarlığı döneminde de bu sorunu fark ettiğini; bu okulların T.C. kanunlarına uygun hale getirilmediği sürece faaliyetlerine devam edemeyeceğini ve sorunun çözümünün bu ülkeler ile T.C. arasında iki taraflı uluslararası sözleşme ile çözümlenmesi gerektiğini ve bu konuda kendilerinin de Fransız makamlarından taleplerinin olacağını belirtmiş.

Sayın Bakan'ın burada kastettiği ise Fransa'ya özgü olarak, Macron tarafından birkaç yıl önce yapılan milli eğitim ve laiklik reformu ile Türkiye gibi bazı ülkelerle yapılan anlaşmalar çerçevesinde o ülkelerden gelen öğretmenlerin Fransa'da yaşayan göçmen kökenli çocuklara din eğitimi vermesi uygulamasına son verilmesi.

Nitekim Fransız makamları, ikili anlaşmalar kapsamında Türkiye gibi bazı ülkeler tarafından gönderilen din bilgisi öğretmenlerinin Fransa'da yaşayan göçmen kökenli çocuklara din bilgisi dersi altında İslamcı ideolojiyi aşıladığını ve şeriatçı yaklaşımları teşvik ettiklerini ve bunun laiklikle bağdaşmadığını savunuyor. Bu öğrencilere din eğitiminin laiklik ilkesine uygun biçimde Fransız devleti tarafından istihdam edilecek din bilgisi öğretmenleri tarafından verilmesine geçilmesi........

© T24