Diğer
02 Nisan 2024
Sonunda yerel seçimler sona erdi. Türkiye büyükşehir belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, belediye başkanları, il genel meclis üyeleri, muhtarlar ve ihtiyar heyetleri beklenmeyen bir sonucu, beklenen zamanda değil beklenmeyen bir anda verdi. Türkiye’de çok uzun yıllardan beri yerleşmeye başlayan bir yapı aniden çatladı ve başka bir yöne doğru evirildi. Beklenmeyen aslında potansiyel olarak son on senedir kaynayan ve son beş altı senedir işaretlerini veren neticeye vardı. Toplumsal alan kımıldamalarını ortaya çıkartmıştı, kaygan bir zeminden geçen duygular ve duyarlılıklar yaşanmakta olan sabitliklerin yerini değiştirmeye yüz tutmuştu. Toplumsal alanın ne olduğunu takip ettiğimizde değişimleri hissetmeye başlayan gözlemciler az da olsa bazı işaretleri okumaktaydılar. Bu işaretler vektörlerin de yer değiştirmesine neden olmaktaydı ve bu anlamda son seçimler yerel olmasına rağmen sanki başat seçim havasında geçti.
İstanbul odaklı söylemlerin içinden geçen ve Türkiye bütününde siyasilerin ve devlet aygıtlarının medya ve kamusal alandaki aktörlerin sahada boy gösterdiklerini izledik. Kamusal alanın pek de o kadar işaret vermediği bir süreçte toplumsalın değişmeye başladığını fark etmekteydik. Öncelikle sanayi toplumunun dinamiklerinin arkada kaldığını görebiliriz. Bu tip bir toplum yapısı, emekçiler ile burjuvazi arasındaki ikili karşıtlığı daha otuz yıl evvel geride bırakmıştı. Toplum homojen olmaktan uzaktı ve gittikçe de uzaklaştı.
Bu kadar çok siyasi partinin yazılı olduğu pusula seçmenlere çok uzun bir seçim pusulası sundu. Çok yapılı, çok siyasi partili, parçalanmış bohça gibi ayrılan ideolojik olarak yakın yerlerde duranların her birisinin ayrı ayrı kendi adaylarını sunduğu sosyal ve siyasi bir tertibat ortaya konuldu. O kadar uzun listeler vardı ki seçmenler seçim sandıklarında mühür bastıkları pusulaları nasıl kıvırıp da üç ayrı parçayı bir zarfın içine koyacaklarını deneylediler ve çoğu kez şişmiş zarflar şeffaf sandıkların deliklerinden sığmakta zorlandı.
Evet, seçim İstanbul odaklıydı ve bu kadar çoklu adayın içinden geçen karşılıklı bir siyasi mücadele sembolik olarak işledi. Sembolik ile gerçek olan birbirlerine dokunmaktaydılar, ayrılmak yerine. Bu ikili işleyiş semboliği gerçeğe gerçeği ise semboliğe doğru yakınlaştırmaktaydı. Ve zaten de bu şekilde cereyan ettiğini izledik. Her ne kadar beklenmeyen geldiyse de beklenenler de bir hafta önce bazı kamuoyu yoklamalarında işaretlerini cılız ve çekingen de olsa vermeye başlamıştı.
Bu açılardan bakıldığında toplumsal alanın kımıldama noktalarının esnekleşmeye başladığını söyleyebiliriz. Esnek ilişkiler geçişlilik yerlerinde yeni ittifaklar ortaya çıkarmaya başladı. Ezber olan verilere, sinirli söylemlere karşı çıkan laflar, bir zamanların moda lafı olarak akıllarımızda kalan tabiriyle “ezber bozdu”. Çok parçalı........