Diğer
23 Temmuz 2024
Geçtiğimiz perşembe günü yapılan seçimle Türkiye Futbol Federasyonu yeni başkanını seçti. Aslında seçimi ve sonucunu konuşmadan önce seçim sürecine doğru nasıl bir gidişat sergilendiğini ve ardından bu süreç içerisinde nelerin yaşandığını tartışmalıyız. Ancak Türkiye'de futbolu biraz bile olsun takip edenlerin gayet iyi bileceği gibi bu süreci konuşmanın aynı zamanda ülkenin siyasetine dair konuşmak olduğunu da akıldan çıkartmamak durumundayız. Diğer spor dallarının aksine Türkiye'de ilk kez özerkliğine kavuşan ve seçim sürecini başlatan alan futboldur ancak bu durumun futbolun siyaset ile kurduğu ilişkinin hafiflemesine değil tam aksine daha da ağırlaşmasına yol açtığını da eklemeliyiz. Bir başka ifadeyle Türkiye'de futbol ile siyasetin ilişkisi son yirmi yılda başlamış değil buna karşın son yirmi yıl içerisinde bambaşka bir hâl aldığı da göz ardı edilemeyecek bir gerçek. Çünkü bu süreç ile futbolun ülkenin siyasetinde ve ekonomisinde yaşanan gelişmeler ile at başı giden bir yapısı oluştu ve ülkeye giren para miktarı arttıkça futbol denilen kara deliğin kullanım olanakları da daha da genişledi. İşte bu noktada iktidar şike sürecinin hemen ardından beri çok daha doğrudan bu yapıyı da kontrol altına almak suretiyle bütün alanları istediği gibi tahkim etmeyi sürdürüyor. Futbol federasyonu başkanlarının nasıl ortaya çıktığını ve iktidar ile olan ilişkilerine yakından bakıldığında karşınıza çıkan tablonun ne olduğunu bir tarafa not edin ve ardından bu kişilerin gündelik hayatlarındaki işleri ile söz konusu tablo arasındaki ilişkiyi analiz edin, bakalım neler göreceksiniz!
Son dört futbol federasyonu başkanı da daha önce kulüp başkanlığı ve yöneticiliği yapmış isimlerden oluştu (Yeni seçilen başkanı da listeye ekledim. Yıldırım Demirören Beşiktaş, Nihat Özdemir Fenerbahçe, Mehmet Büyükekşi Gaziantep Futbol Kulübü ve İbrahim Hacıosmanoğlu Trabzonspor). Son iki sezon boyunca yaşanan tartışmaları göz önünde bulundurduğumuzda seçimi beş oy farkla kaybeden Mehmet Büyükekşi'nin durumunun kendisinden önceki iki başkanla kıyaslandığında çok daha fazla eleştirildiğini gördük. Burada diğer iki başkan gibi milyonlarca taraftar kitlesine sahip olan bir kulüpten gelmemiş olmasının yanı sıra kamuoyunda ve özellikle de futbol medyasında destekçilerinin olmamasının da etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bunun da ötesinde başta hakemler olmak üzere alınan bütün kararların sürekli olarak tartışıldığı ve başta süper kupa rezaleti olmak üzere pek çok konuda futbolun adeta bir kaos ortamına dönüşmesinin etkisi olduğunu belirtmeliyiz. Aslında Büyükekşi federasyonu son iki yılda Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki giderek düzeyi aşağılara doğru düşen rekabetin altında kaldı. Fenerbahçe ile arayı düzeltmek isterken Galatasaray'ın federasyondaki adayını devre dışı bıraktı ve Galatasaray'ın oyları ile seçimi kaybetti. Ali Koç son iki yıl içerisinde futbol federasyonu başkanını açıktan hedefe koydu ve sonunda muradına ermiş gibi gözükse de eski Trabzonspor kulübü başkanının seçim kazanması sonrasında kalesinde hiç beklemediği bir gol yemiş oldu. Buna karşın son iki yıldır federasyon başkanı ile arası çok daha iyi durumda olan Galatasaray, sonuç olarak yine seçimin kaybedeni olmadı.
Seçim sonuçlarına geçmeden önce son birkaç gün içerisinde yaşanan gelişmelere daha yakından bakmak gerekiyor. Çünkü bu gelişmeler aynı zamanda hem futbolumuzu hem de ülkenin siyasetinin futbol ile kurmuş olduğu ilişkiyi net bir biçimde gözler önüne sermekte. Mehmet Büyükekşi federasyonu, seçim tarihini ligin bitmesinin hemen ardına almak yerine 18 Temmuz tarihini Avrupa Şampiyonasında elde edilecek sonuçları da göz önünde bulundurarak seçti. Aslında işler turnuvanın başında hiç de beklenildiği gibi gitmedi halde Çekya maçı galibiyetiyle birlikte hava bambaşka bir şekle bürünüverdi. 613 kişinin davetli olarak götürüldüğü turnuva daha en başından eleştiri oklarının federasyon yönetimine çevrilmesine yol açtı. Bu arada federasyon başkanı ile Gençlik ve Spor bakanının sürekli olarak birlikte kameralar önünde görülmeleri ve her fırsatta futbolculardan rol çalma girişimleri de sosyal medya üzerinden eleştiri konusu oldu. İşte tam bu noktada Merih Demiral'ın bozkurt işareti ile iki maç cezaya çarptırılması sonrasında futbol federasyonu seçimleri ve seçime katılacak olan iki güçlü aday Mehmet Büyükekşi ve Servet Yardımcı'nın........