Savunmasız bir kıta: Rusya tüm gücüyle Avrupa’ya saldırsa ne olur?

Rusya’nın Ukrayna saldırıları, savaş tarihinde görülen en dikkatli çatışmalardan biri olarak öne çıkıyor.

Moskova, tüm Ukrayna’yı ateşe vermek yerine cephe savaşları kazanarak zafer elde etmeye çalışıyor. Bunu yaparken de kullandığı silahların yıkıcı etkisini, sivil kayıptan olabildiğince kaçınma stratejisine dayandırıyor.

Peki, diyelim ki Rusya tüm gücüyle Avrupa’yı işgal etmeye kalkarsa ne olur?

Konuyla ilgili distopik makaleler okunduğunda şöyle bir senaryo ortaya çıkıyor. Avrupa önce kabullenmekten kaçınır. Rusya’nın Avrupa’ya başlatacağı topyekûn bir saldırıda Avrupa, meseleyi bir kriz olarak tanımlar. Doğu Avrupa ülkeleriyle sınırlı bir operasyon, Batı Avrupalılar için her zaman çok büyük bir kayıp olarak görülmez. Estonya, Polonya gibi ülkelerin düşmesi literatüre evvela “kriz” olarak girer. Rusya, Batı Avrupa’nın bunu kabulleneceğini bildiği için, yani Doğu Avrupa’nın hiçbir zaman Batı Avrupa ile denk olmadığını gördüğü için, Ukrayna işgalini bir cerrah özeniyle tamamlamaya çalışır.

Yönetimler düşer, alt yapı çöker

Rusya’nın distopik işgal senaryosuna dönüldüğünde, sert operasyonlar sonrası Doğu Avrupa ülkelerinde önce yönetimler hızla düşer, altyapılar kullanılamaz hâle gelir.

İlk üç günde muhtemel ölü sayısı 100 bin civarında olur.

Rusya, şu an Ukrayna’da yürüttüğü savaşın aksine çok az kayıp verir. Bir haftanın sonuna gelindiğinde 300 bin dolayında ölü ve on milyonun üzerinde mülteci Avrupa’nın göbeğine oturur.

İkinci hafta, ekonominin çöktüğü haftadır. Avrupa borsaları kapatılır. Bankalar para vermeyi durdurur. Dijital ödeme sistemleri çalışmaz. Euro fiilen askıya alınır. Küresel piyasalarda 1929’u aşan bir şok yaşanır. Enerji fiyatları birkaç gün içinde katlanır, sanayi üretimi durur, limanlar kapanır. Dünya ticaretinin önemli bir bölümü kilitlenir. Küresel resesyon değil, küresel donma........

© SuperHaber