Bu ülkede ölüm şöhretlidir... Cinayete kurban giden ünlüler

Toplumun önünde olan insanların ölümü, sıradan bir adli vaka değildir. Çünkü ünlü öldüğünde yalnızca bir insan değil, bir kolektif hafıza parçası da kaybolur. Bu ölümler sarsıcıdır; o yüzden unutulmaz.

Son günlerde Güllü’nün ölümünün bir cinayet olabileceğine dair şüphelerin yeniden gündeme gelmesi, bize bu karanlık dosyaları bir kez daha hatırlattı. Türkiye’de ünlü cinayetleri, münferit olaylar değil; aynı zihniyetin, aynı ihmaller zincirinin ve aynı toplumsal körlüğün farklı tezahürleridir.

Toplumun belleğini sarsan ünlü cinayetleri listesinde son derece ilginç isimler var.

Kıskançlık cinayeti kurbanı: Feri Cansel

Yeşilçam’ın unutulmaz yüzlerinden Feri Cansel, yalnızca bir sanatçı değil; dönemin sinema kültürünün önemli bir figürüydü. Yılmaz Güney ve Sadri Alışık gibi isimlerle çalışmış, halkın tanıdığı ve sevdiği bir isimdi. Ancak onun ölümü, perde arkasındaki karanlığı açığa çıkardı.

Sevgilisi Melih Ük tarafından öldürülen Cansel’in cinayeti, “kıskançlık” kelimesinin ne kadar kolay meşrulaştırıldığını gösteren çarpıcı bir örnektir. Cinayet gecesi Huysuz Virjin gibi isimlerin Cansel’le son görüşenler arasında olması olayın magazinel yönünü büyüttü; fakat asıl trajedi, Cansel’in kızının anlattıklarında gizlidir.

“Annem bazı şahsi eşyalarını almak için gelen Melih’le tartışırken ben odamdan çıktım. Annem ağlıyordu. Bir ara içeri girdim. Melih’in elinde silah vardı. Önce şakayla annemi korkuttuğunu sanmıştım. Silah sesleriyle içeri tekrar girdiğimde annemin duvara sürtünerek yere düştüğünü gördüm.. Tekrar silah patladı ve şuursuzca annemin üzerine kapandığımı hatırlıyorum. Bu ara namludan çıkan kurşunlardan biri alnımı sıyırarak geçmişti.”

Vatan Şaşmaz cinayeti ise başka bir eşiktir

Gündüz kuşağı programlarıyla parlatılmış, “temiz yüzlü” ekran figürlerinin ardında nasıl bir ikiyüzlü vitrin kurulduğunu........

© SuperHaber