Bal Tuzağı - Ahlak Meselesi Değil, Devlet Meselesi |
Son günlerde kamuoyuna yansıyan taciz, uyuşturucu, kadın, özel hayat merkezli iddialar; bir skandaldan çok daha fazlasına işaret ediyor. Medya, iş dünyası ve görünür alanlarda dolaşan bu dosyalar bize şunu söylüyor: Birileri izlenmiş, birileri kayda alınmış ve birileri artık konuşmak zorunda bırakılmış olabilir.
Burada asıl soru “kim yaptı?” değildir.
Asıl soru şudur: Bu ilişkiler gerçekten tesadüf müydü, yoksa çok önceden kurgulanmış bir ağın parçası mıydı?
Uyuşturucu iddiaları, kadınlar üzerinden kurulan temaslar, özel hayatın sistematik biçimde dosyalara girmesi…
Bunların hiçbiri tek başına ele alındığında anlamlı değildir.
Ama birlikte okunduğunda, bal tuzağı denilen mekanizmanın nasıl çalıştığını fısıldar.
Bu yazı, isimleri tartışmak için değil; yöntemi görmek, tuzağı tanımak ve aynı hataya düşmemek için kaleme alındı.
Bal Tuzağı! (Honey Trap):
Bal tuzağı, bir kişinin cinsel, duygusal veya mahrem zaafları kullanılarak; bilgi elde etmek, şantaj yapmak, yönlendirmek ya da tasfiye etmek amacıyla kurulan planlı ve sistematik bir manipülasyon yöntemidir.
İstihbarat ve güvenlik literatüründe bu yöntem; “yatak operasyonu” olarak da anılır ve hedefin kendi iradesiyle tuzağa girdiği izlenimi yaratır.
Çünkü tarih şunu defalarca gösterdi:
Bal tuzağına düşenler çoğu zaman “suçlu” oldukları için değil, kendilerini güvende sandıkları için kaybettiler.
Devamında anlatılanlar, bir iddia listesi değil; bir uyarı sözüdür. Başıma gelmez, bana bir şey olmaz diye düşünme!
Bal tuzağı bir magazin başlığı değildir.
Bir ahlak dersi hiç değildir.
Bal tuzağı, hükümetlerin yıkıldığı, rejimlerin sarsıldığı, iktidarların el değiştirdiği bir millî güvenlik meselesidir.
Bir gecelik zaaf; bir ailenin dağılmasıyla sınırlı kalabilir.
Ama bazen bir kariyeri,........