Dünya üzerinde barış ve istikrar hepimizin ortak özlemi. Tevrat’a göre on emir, İsrailoğullarının Mısır’dan ayrılışlarından yedi hafta sonra Sina dağında, bizzat yaratıcı tarafından verilen emirlerdir (Tevrat, Çıkış, 19-20; 24/12-18). Bu emirlerden bazıları önemlidir. “Katletmeyeceksin” (Çıkış, 20/13) gibi (Schwartz, 1997:683,684). Peki nasıl oldu da bugüne kadar Yahudilere karşı hiçbir zararı dokunmayan ve zor anlarında onlara sahip çıkan Müslümanlara karşı İsrail Devleti, bütün dünyanın gözü önünde, başta binlerce çocuk olmak üzere; silahsız sivil, kadın ve insanları gözünü kırpmadan sanki normalmiş gibi katleden bir duruma geldi/getirildi.

Diğer bir önemli nokta ise İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun, kara harekâtına başlamadan önce “Yeşaya Kehaneti” gibi bir konuyu gündeme getirmesiydi. “Yeşaya”, tarihsel ve teolojik açıdan, Yahudiler yanında Hristiyanlar tarafından da bilinen bir peygamberdi ve Netanyahu bunu gündeme getirirken ister iyi niyetli ister art niyetli olsun son derece bilinçliydi. Konuşmasında “artık tek bir amaç için bir araya gelmeliyiz!” derken (Yeşaya 60:18), aslında, kendisi ile birlikte hareket edenlere “semboller” üzerinden önemli bir mesaj veriyordu. Eski Ahit’ten, Tevrat dışında alıntı yapılan en fazla metin “Yeşaya” kitabıdır. Yeşaya Kitabı, Eski Ahit'in bir parçasıdır ve İncil'in de içinde bulunduğu Hristiyan Kutsal Kitabı'nın, önemli bir bölümüdür. Kitap, gelecekteki Mesih'in gelişini ve O'nun insanlık için kurtuluş getireceğini kehanet etmesi nedeniyle Hristiyanlık inancını da şekillendirir. Oysa gerçek Yahudi inancı, İsa peygamberi ve inançları kabul etmez. Hz. İsa’yı, 30 gümüş dinar karşılığı Romalılara ihbar edende Yahudi bir havari ve din adamıydı (Matta, 26:14).

Gerek Hristiyanlık inancında gerekse Yahudilik inancında bu kitabın tamamının MÖ 8. Yüzyılda, Peygamber Yeşaya tarafından yazıldığı iddia edilse de kitapta geçen konuların değişik yüzyıllarda geçmesi nedeniyle, uzmanlar bunun tek bir yazar tarafından yazılmış olamayacağını belirtirler (Sweeney:1988&Creelman:1917). MS 325 yılında, İznik’de toplanan konsül tarafından, binlerce birbirinden farklı İncil arasından seçilen dört İncil’in hepsinde de (Markos, Matta, Yuhanna ve Luka), Yeşaya’dan birkaç kez bahsedildiği görülür. Aslında Netanyahu’nun açıklaması bir anlamda dünya kamuoyundan bazı kesimlere, teröristlere karşı meşru bir harekât olarak lanse edilirken, gerçekte, belirli bazı dini gruplara, dini bir savaşın başlatılması yönünde gizli bir işaret niteliğindeydi. Daha da ileri gidersek, Siyonizm’in “Büyük İsrail” idealini kapsayan bu inanıştaki coğrafya, Tevrat Bab 15’te şöyle açıklanıyor: “Mısır Irmağı’ndan, büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları senin soyuna vereceğim.” Açıkça ortada bölgedeki diğer devletlerin de toprağı söz konusu ve olay başka noktalara taşınıyor. Şüphesiz tüm Yahudiler ya da Hristiyanlar Netanyahu gibi düşünmüyor ancak bu seviyedeki bir kişinin, devlet aklının dışında, doğruluğu şüpheli inançları kendince saldırgan bir şekilde yorumlayarak anlaşılmaz eylemlere girişmesini ve Tevrat’ın (Tesniye, 7:2), “Onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür.” maddesini uygulamaya koyarcasına, tarihin hiçbir döneminde olmadığı şekilde, suçu olmayan çocukları ve sivilleri yok etmeye başlamasını da gerekçe ne olursa olsun, bütün inançlar ve insanlık adına endişeyle karşılamak gerekiyor.

Bu noktada başta ABD olmak üzere birçok ülkede özellikle üst düzey yönetim üzerinde etkili olan “Evanjelizm” mezhebinin de analiz edilmesinde fayda var. Günümüzde Amerikan Hristiyan toplumunun en tutucu kanadını oluşturan Evanjelizm, ilk defa Protestan Reformu esnasında Luther ve ona bağlı olanlar için kullanılmıştır. Evanjelizm adını ilk kullanan kişi de zaten Reform hareketinin lideri Martin Luther’dir. Mezhep sonradan açık ve kapalı birçok kola ayrılmıştır.

Evanjelizm bir çeşit Yahudilik, Hristiyanlık mezhebi karışımıdır. Evanjelistler, Eski Ahit’te geçen, “Yahudilerin seçilmiş bir halk olduğunu, kendilerine vaat edilen toprakları ele geçireceklerini ve İsa Mesih’in gelişi ile bir dünya egemenliğine ulaşacaklarını” tamamen kabul ederler/etmiş görünürler ve kendilerinin görevinin de Yahudilerin egemenliğine destek olmak olduğuna inanırlar. Bu inanışları nedeniyle Protestanlığın bir alt kolu olan Evanjelizm, bir çeşit “Siyonist Hristiyanlık” olarak nitelendirilir.

Hristiyan Siyonizm’i; Yahudi halkının Kutsal Topraklara dönüşünü savunan bir ideoloji olarak tanımlanabilir. Hristiyan Siyonizm’in kökeni 17. yüzyılda, Katolik kilisesini tanımayan Püritenlere kadar uzanır. Bu inanca sahip olanlar İngiltere’de tutunamayınca, kendilerine göre vaat edilmiş topraklar olarak nitelendirdikleri ABD’ye göç ettiler. Giderek yayılan akım, başlangıçta içe kapalı olarak faaliyetlerini sürdürdü, ancak II. Dünya Savaşından sonra Nixon döneminde başlayarak, üst düzey yöneticiler arasında taraftar bulmaya başladı. Hareket yayılmaya çok önem verir. Bu yüzden 1950’li yıllarda tüm dünyada yaklaşık 4 milyon olan sayıları, hızla artarak 2000’li yıllarda 500 milyonu aştı. Hareket Reagan döneminde kendini açıkça belli etti. Reagan’ın 1983 yılındaki bir konuşmasında, “kehanetleri görecek neslin belki de kendilerinin olacağını” söylemesi önemliydi. Bush döneminde ise farklı bir aşamaya gelinmişti.

Günümüzde Evanjeliklerin, ABD’nin politikalarını etkileyebilecek bir noktaya ulaşmış olduğu açıkça görülüyor. Basın, bilim, akademik çevre, politika, televizyon ve medya gibi sektörlerdeki gücü de. Onlara göre Yahudiler, kendi destekleriyle vaat edilmiş topraklara ulaşacaklar ve Büyük İsrail’i kuracaklar. Yine onlara göre, İsa Mesih’in yeryüzüne inebilmesi için bu toplanma gerekli (Böylelikle onları kendi bölgelerinden de uzaklaştırmış oluyorlar). Mesih indiğinde, Yahudi ve Evanjeliklerin bir tarafta, diğer inanç ve mezheplere sahiplerinin ise karşı tarafta olduğu bir savaş yaşanacak (Armageddon Savaşı) ve bu savaşı kazanan Hz. İsa önderliğinde Yahudiler ve Evanjelikler olacak ve Mesih’e inananlar Cennete yükselecek. İnanışa göre bu savaşta sadece sınırlı sayıda Yahudi ayakta kalacak, diğerleri ölecek. Her nedense bu konunun ayrıntısı sorulduğunda Evanjelikler fazla bir şey söylemek istemiyor ve konuyu savaş sonrasına bırakıyor.

Bazıları tahrif edilmiş belgeler ile kehanet peşinde koşarken, gerçek tarihi göz ardı ediyor. Tarihe bakacak olursak, kehanet olabilecek nice gerçek örnekler var. ABD gerek Ortadoğu bölgesine ve gerekse dünyaya hâkim olmaya çalışırken, Ortadoğu bataklığına iyice saplanarak, çok az kalan imajını da sıfırlamaya devam ediyor. Diğer taraftan, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson gibi Evanjelist ABD yöneticileri, kapıldıkları kehanet rüzgarının etkisi altında, katıldıkları “Yahudi Koalisyon Yıllık Toplantılarında”, durumdan memnun bir şekilde İsrail’e desteklerinin tam olduğunu ve arkalarında olduklarını açıklamaya devam ediyor. Netanyahu’nun ne olacağı ise MS 37 ile MS 68 yılları arasında yaşamış olan ve genellikle ahlaksızlığı ve kötü yöneticiliği ile örnek gösterilen, Roma’yı yakan Neron’a çok benziyor.

“İşaya’nın Yükselişi” adlı eserin ilk metni, Neron'un bir Sahte bir Mesih olduğunu iddia eder. Kısa saltanatına rakiplerini ortadan kaldırarak başlamıştı (Flabius). Öyle ki, annesini bile öldürtmüş ve intihar süsü vermişti (Suetonius). Çapkın ve zorba olan Roma İmparatoru Neron, gerçek ve kurguyu birbirinden ayıramıyordu ve gerek imparatorlukta yaşayan Hristiyanlara gerekse Yahudi inancına sahip olanlara karşı zorbalık ve zulüm uyguluyordu. Roma yangını da sırf bu yüzden üzerine kalmıştı. Yahudiler karşı zulüm ve katliam da onun döneminde başlamıştı. Bu yüzden Yahudiler ayaklandılar. Onun ölümünden sonra Kudüs duvarlarından şehre giren Roma askerleri şehri tümüyle yakıp yıkmış, ateşe vermiş, tapınakları yerle bir etmiş, silahlı kargaşa ve açlık dolayısıyla şehirde asker olmayan 1.1 milyon kişi ölmüştü. Yahudiler bu olaylarda en fazla zarar gören taraftı. Neron’a ne oldu derseniz, yaptıkları nedeniyle intihara zorlandı ve intihar etti (Tacitus, XV.70).

Ayrıntılı incelendiğinde Siyonizm bir anlamda, Yahudilere İncil’deki kehanetleri gerçekleştirmenin bir yolu olarak Hristiyanlığı benimsemeye yönlendiriyor (Boyer, 1992) ve bu yüzden birçok Yahudi tarafından Evanjelizm’e karşı bir güvensizlik duyuluyor (Spector: 2009). Bu noktada da Yahudilerin, Hristiyanları kullandığı inancının tersine, Hristiyan bazı inançların dünya hakimiyeti için Yahudileri kullandığına dair iddialar öne çıkıyor. ABD Başkanının, saldırıları durdurmak ve huzuru sağlayacak açıklamalar yapmak yerine, şiddeti artırmaya yönelik söylemlerini başka türlü açıklamak zaten mümkün değil. ABD’nin güç merkezi konumunu devam ettirmesi için, Kuzeyden Güneye bir hat oluşturmaya ve Avrasya bölgesindeki güçleri birbirine karşı kullanarak, birbirinden ayırmaya ve güçlerini azaltmaya çalıştığı bir dönemde ise birdenbire ortaya çıkan devlet anlayışından uzak, sembollerle hayatı yönlendiren Netenyahu ve Evanjelist kehanet söylemleri oldukça önemli ve başta Yahudiler ve Hristiyanlar olmak üzere tüm insanlığı endişeye sevk ediyor. Dünya, zaten bu şekilde hareket eden Hitler’den sonra, benzer anlayışa sahip devlet adamlarının saptırılmış düşünceleriyle acılar yaşamaya devam ediyor. Sırf kehanetlerin gerçekleşmesi için, şimdilik 18.000 tona ulaşan (Kişi başına neredeyse 10 kilo) patlayıcı ve bombalarla ölen çocuklar, silahsız siviller, kadınlar, gazeteciler, BM görevlileri, bombalanan hastahaneler, ambulanslar, camiler ve kiliseler bir tarafta dururken, buna seyirci kalan hatta destek sağlayan ülkeler ve insanlar ise tarihteki utanç verici yerini alıyor.

Kaynakça:

Brian Herbert Warmington. (1969). Nero: Gerçek ve Efsane (Antik Kültür ve Toplum). London, Chatto & Windus.

Boyer, S. Paul. (1992). When Time Shall Be No More: Prophecy Belief in Modern American Culture, Cambridge, MA: Harvard University Press.

Creelman, Harlan. (1917). An Introduction to the Old Testament. The Macmillan company.

Flavius Josephus, Çev.William Whinston, The Wars of the Jews; Or, The History of the Destruction of Jerusalem.

Griffin, Miriam T. (1985). Nero: Hanedanın sonu. Yeni Cennet, CT; London: Yale University Press.

Matta, 26:14.

Schwartz, B.J. (1997). “Ten Commandments”, The Oxford Dictionary of the Jewish Religion, Ed. R. J. Z. Wecblowsky&G. Vigoder: New York.

Spector, Stephen. (2009). Evangelicals and Israel: The Story of American Christian Zionism: Oxford University Press.

Sweeney, A. Martin. (1988). Isaiah 1-4 and the post-exilic understanding of the Isaianic tradition, Beiheft zur Zeitscrift für die alttestamentliche Wissenschaft 171: Berlin & New York.

Suetonius, On İki Sezar'ın Hayatları, Nero'nun Hayatı.

Tacitus, Yıllıklar XV.70.

Tevrat Bab: 15.

Tevrat, Çıkış, 19-20; 24/12-18 ve Çıkış, 20/13.

Yeşaya, 60:18.

QOSHE - Tarih, İnanç ve Semboller: Netanyahu Ne Yapmak İstiyor? - Güray Alpar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tarih, İnanç ve Semboller: Netanyahu Ne Yapmak İstiyor?

6 8
01.11.2023

Dünya üzerinde barış ve istikrar hepimizin ortak özlemi. Tevrat’a göre on emir, İsrailoğullarının Mısır’dan ayrılışlarından yedi hafta sonra Sina dağında, bizzat yaratıcı tarafından verilen emirlerdir (Tevrat, Çıkış, 19-20; 24/12-18). Bu emirlerden bazıları önemlidir. “Katletmeyeceksin” (Çıkış, 20/13) gibi (Schwartz, 1997:683,684). Peki nasıl oldu da bugüne kadar Yahudilere karşı hiçbir zararı dokunmayan ve zor anlarında onlara sahip çıkan Müslümanlara karşı İsrail Devleti, bütün dünyanın gözü önünde, başta binlerce çocuk olmak üzere; silahsız sivil, kadın ve insanları gözünü kırpmadan sanki normalmiş gibi katleden bir duruma geldi/getirildi.

Diğer bir önemli nokta ise İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun, kara harekâtına başlamadan önce “Yeşaya Kehaneti” gibi bir konuyu gündeme getirmesiydi. “Yeşaya”, tarihsel ve teolojik açıdan, Yahudiler yanında Hristiyanlar tarafından da bilinen bir peygamberdi ve Netanyahu bunu gündeme getirirken ister iyi niyetli ister art niyetli olsun son derece bilinçliydi. Konuşmasında “artık tek bir amaç için bir araya gelmeliyiz!” derken (Yeşaya 60:18), aslında, kendisi ile birlikte hareket edenlere “semboller” üzerinden önemli bir mesaj veriyordu. Eski Ahit’ten, Tevrat dışında alıntı yapılan en fazla metin “Yeşaya” kitabıdır. Yeşaya Kitabı, Eski Ahit'in bir parçasıdır ve İncil'in de içinde bulunduğu Hristiyan Kutsal Kitabı'nın, önemli bir bölümüdür. Kitap, gelecekteki Mesih'in gelişini ve O'nun insanlık için kurtuluş getireceğini kehanet etmesi nedeniyle Hristiyanlık inancını da şekillendirir. Oysa gerçek Yahudi inancı, İsa peygamberi ve inançları kabul etmez. Hz. İsa’yı, 30 gümüş dinar karşılığı Romalılara ihbar edende Yahudi bir havari ve din adamıydı (Matta, 26:14).

Gerek Hristiyanlık inancında gerekse Yahudilik inancında bu kitabın tamamının MÖ 8. Yüzyılda, Peygamber Yeşaya tarafından yazıldığı iddia edilse de kitapta geçen konuların değişik yüzyıllarda geçmesi nedeniyle, uzmanlar bunun tek bir yazar tarafından yazılmış olamayacağını belirtirler (Sweeney:1988&Creelman:1917). MS 325 yılında, İznik’de toplanan konsül tarafından, binlerce birbirinden farklı İncil arasından seçilen dört İncil’in hepsinde de (Markos, Matta, Yuhanna ve Luka), Yeşaya’dan birkaç kez bahsedildiği görülür. Aslında Netanyahu’nun açıklaması bir anlamda dünya kamuoyundan bazı kesimlere, teröristlere karşı meşru bir harekât olarak lanse edilirken, gerçekte, belirli bazı dini gruplara, dini bir savaşın başlatılması yönünde gizli bir işaret niteliğindeydi. Daha da ileri gidersek, Siyonizm’in “Büyük İsrail” idealini kapsayan bu inanıştaki coğrafya, Tevrat Bab 15’te şöyle açıklanıyor: “Mısır Irmağı’ndan, büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları senin soyuna vereceğim.” Açıkça ortada bölgedeki diğer devletlerin de toprağı söz konusu ve olay başka noktalara taşınıyor. Şüphesiz tüm Yahudiler ya da Hristiyanlar Netanyahu gibi düşünmüyor ancak bu seviyedeki bir kişinin, devlet aklının dışında, doğruluğu şüpheli inançları kendince saldırgan bir şekilde yorumlayarak anlaşılmaz eylemlere girişmesini ve Tevrat’ın (Tesniye, 7:2), “Onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür.” maddesini uygulamaya koyarcasına, tarihin hiçbir döneminde olmadığı şekilde, suçu olmayan çocukları ve sivilleri yok etmeye başlamasını da gerekçe ne olursa olsun, bütün inançlar ve insanlık adına endişeyle karşılamak gerekiyor.

Bu noktada başta ABD olmak üzere birçok ülkede özellikle üst düzey yönetim üzerinde etkili olan “Evanjelizm” mezhebinin de analiz edilmesinde fayda........

© Stratejik Düşünce Enstitüsü


Get it on Google Play