Uzmanlar değerlendirdi: Suriye'de SDG silah bırakır mı?

Geçtiğimiz hafta Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad’da Arap ülkeleri, ABD ve AB’den dışişleri bakanları ve üst düzey temsilciler Suriye’nin geleceğini konuşmak üzere bir araya geldi. Riyad’da düzenlenen Suriye konulu toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) “merkezi yönetimle bütünleşme konusunda samimiyse” feshedildiğini açıklaması gerektiği çağrısını yaptı.

SDG Nedir?

Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği SDG yapılanması Suriye'deki iç savaş sonrasında ortaya çıktı. 11 Ekim 2015 tarihinden Haseke kentinde gerçekleşen bir toplantı ile örgütün kuruluşu açıklandı. PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD ve onun silahlı kanadı olan YPG’nin kendileri yeniden adlandırmaları sonucu ortaya çıkan SDG Suriye’de Fırat nehrinin doğu bölgesini kontrolünde tutuyor. DEAŞ terör örgütünün Suriye iç savaşı sonrasında ortaya çıkması ve hızlıca Suriye ve Irak'ta etki alanını genişletmesi sonrasında SDG yapılanması ABD tarafından desteklenmeye başladı. ABD, SDG’yi muhatap hatta sahadaki müttefiki olarak görerek PKK terör örgütünün Suriye yapılanmasına malzeme ve eğitim desteği verdi. Türkiye'nin terör örgütüne karşı bir başka terör örgütünün desteklenmemesi gerektiğine ilişkin uyarılarına rağmen ABD’nin desteği her geçen gün arttı. ABD tırlar dolusu silah, askeri aracın yanı sıra SDG’ye asgari eğitim desteği de verdi.

SDG’nin amacı ne?

Terör örgütü PKK’nın uzantısı olan SDG Fırat’ın doğusundaki bölgelerin kendi kontrolünde olmasını hedefliyor. Özellikle bölgedeki petrol yataklarını elinde tutan örgüt ABD ile birlikte bu kaynakları işletiyor. Örgüt bu kaynaklar elinde tutmak ve kendi yönetimlerini sürdürmenin planını yapıyor. Suriye'de Esad yönetimin yıkılması sonrasında ortaya çıkan tabloda da örgüt hedeflerini sürdürmek istiyor. Bu konuda en büyük desteği ABD’den alırken bu desteğe gerekçe olarak DEAŞ ile mücadele gösteriliyor.

SDG silah bırakacak mı?

Suriye’deki yeni durum sonrasında SDG yapılanmasının silah bırakıp bırakmayacağını uzmanları Sputnik’e değerlendirdi. Yeni durumla birlikte bu sorunun daha çetrefilli bir hal aldığına dikkat çeken Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:

“Neler olacağını hepimiz merak ediyoruz. Bunun kolayca bir cevabı da yok. Ama Bence Türkiye açısından bu sorun, 8 Aralık’ta Esad'ın Suriye'den kaçmasından önceki döneme göre daha çetrefil hale geldi. Şöyle ki, daha önceki dönemde örneğin Esad hükümetiyle tam bir işbirliği yapıp ona destek verip Rusya ve İran'ın da desteğini bir manada alıp bunu da PKK-PYD yapılanmasına karşı psikolojik bir baskı oluşturmak için kullanmak mümkün iken şimdi belirsizlikler çok daha fazla arttı. Belirsizliklerden birisi şu; HTŞ liderliğindeki yeni yönetim ya da geçici yönetim, bırakın PKK-PYD'yi karşısına almayı, Suriye'nin geri kalan bölümlerinde ortalama asayişi kurmaktan aciz. Ayrıca bunu yapmak isteyip istemediği de belli değil. Yani Türkiye bu konuyu genellikle HTŞ........

© Sputnik Türkiye