Ekranlarda görüyorum; bir yanlış tartışma yapılıyor, yanlış tavır alınıyor!
İsrail, deniyor.
Filistin, deniyor.
İran, deniyor.
Lübnan, deniyor.
Suriye, deniyor.
Yetmiyor:
Yahudi deniyor.
Müslüman deniyor.
Sünni deniyor, Şii deniyor.
Çünkü: Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle neoliberalizm, etnisite-kültür savaşlarını hayli tahrik etti.
Faşist Netanyahu saldırıları da salt bu kültür/din perspektifi ile değerlendiriliyor!
Tarih anlayışında sakatlık var yani: Mesela, İslam’dan önce Ortadoğu’da savaş yok muydu?
İran’ın 6 bin yıllık tarihi var.
İslamiyetten çok önce Himyeriler, Gassaniler, Nebatiler bilinmeden Arap tarihi anlaşılabilir mi? Düşünün ki, Arap terimi ilk defa ta M.Ö. 9’uncu yüzyılda ortaya çıktı.
Dünü ve bugünü anlamak için kültürü/dini kuşkusuz göz ardı edemezsiniz. Ve fakat tarih anlayışında iktisadi maddi temeli çıkaramazsınız.
Hangisini yazayım; yoksul kitlelerin her yeni dine sarılmalarının temelinde tek olgu yoktur. Ortadoğu’da Roma/ Hristiyan zulmünden kaçanların İslam’a sarılmasının sınıfsal gerçekliği de vardır. Politik olan dinsel olanı biçimlendirir çünkü. Bizans zulmüyle yıllarca ezilen Sasanilerin/ İranlıların Müslüman olması gibi...
Paylaşım savaşlarını........