Narin cinayetindeki asıl suskun

Önceki gün televizyonu açtım:

Narin Güran cinayeti, başta iktidar medyası olmak üzere neredeyse her ekranda vardı.

Aklıma Nurdan Gürbilek’in “Kötü Çocuk Türk” kitabı geldi. Kitap, ölüm getiren kötülük, saflık-ilkellik çıkmazında çocukluk ve ulusal kimlik inşasını ele alıyor. Yazarın bazı kültürel açmazlarına katılmasam da genel olarak tespiti benim iki gündür yazdığım “ulusal gecikmişlik/feodalite” ile örtüşüyor.

Gürbilek ölüm konusunun, medyada “yabancı” ya da “öteki”nin ölümü olarak servis edilerek ahlaki, toplumsal ya da politik içeriğinden arındırıldığını belirtiyor:

-“Ya bir sapık, bir terörist, bir çılgın, bir cani, bir canavardır o ya da bir cinnet anının, bir gaflet anının, doğal veya bir afetin, bir kazanın veya kendine yönelmiş kıyıcılığın kurbanı...

- “Bugünün seyirlik dünyası neden yalnızca göz kamaştıran ışıltılı nesneleri değil, aynı zamanda ölümü, dehşeti, kötülüğü ve suçu, sakil-tekinsiz olanı seyirlik kılıyor?”

İşte bunların yanıtını, iktidar medyası üzerinden verelim:

★★★

Ölüm, dehşet, kötülük ve suçun hakim medya içeriği olmasının bugün Türkiye özelinde önemli nedeni var: 12 Eylül askeri darbesinin getirdiği sansür ortamının yarattığı politikadan........

© Sözcü