İşte, Fetullah Gülen’in vasiyeti

“Mülki idarenin, yargının, emniyetin kılcal damarlarına kadar girin” demişti. Öyle de yaptılar. Yargı, mülki idare, emniyet büyük ölçüde Fetullahçıların kontrolüne geçmeye başladı. Aynı dönemde askeri öğrencilere el attılar. Onları “Işık evlerinde” sohbetlere götürdüler. Onlar komutan oldu, kritik görevlere atandı. 15 Temmuz akşamı, “Darba girişimi” yaşandı. Fetullah Gülen, örgütünü 1999 yılından bu yana yurt dışında yönetti, her istihbarat önce ona geldi, ne yapılması gerektiği konusunda o yönlendirici oldu.

Dönemin Ankara Devlet Güvenlik mahkemesi (DGM) Savcısı Nuh Mete Yüksel, Fetullahçılar hakkında inceleme başlatmıştı. Cevdet Saral’ın Ankara Emniyet Müdürlüğü, Osman Ak’ın yardımcılığını, Mahmut Çorumlu, Zafer Aktaş’ın şube müdürlüğü yaptığı dönemde fezleke hazırlandı. 18 Mart 1999’da bu fezleke savcılığa verildi. Yapılan gizli çalışmadan Fetullah Gülen haberdar oldu, 21 Mart’ta uçakla ABD’ye gitti. Gidiş, o gidiş…

OKYANUS ÖTESİNDEKİ VAİZ

Fetullahçıların emniyeti ele geçirme planını, bazılarının el-etek öptüğü dönemde 9 Nisan 1994’de Hürriyet’te “Fetullahçılar polise sızdı” başlığıyla gündeme getirmiştim. Sonraki süreçte ilginç ve hızlı gelişmeler yaşanıyordu. Polis okulundan ayrılan daha sonra gazeteciliğe başlayan Zübeyir Kındıra, polis okulunda yaşadıklarını yazarken, kendisine çok sayıda belge desteğinde bulunmuştum. Kitabı “Fetullah’ın copları” bu alanda yazılan belki ilk kitaptı.

Bu yapının büyük bir güç haline geldiği, yargı üzerindeki etkisinin zirve yaptığı, yazdığınız her yazının başınıza iç açtığı bir dönemde 2010 yılında Doğan Kitaptan “Okyanus Ötesindeki Vaiz – Resmi belgeler ve çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet- Yargı üçgeninde Fetullah Gülen gerçeği” kitabım yayımlandı.

Gülen’le ilgili hiç bilinmeyen, duyulmayan olayları yazarken, Gülen’in yine basında hiç yer almamış olan ABD’de alınan ifadesine ulaştım. 56 sayfalık ifadesinde Gülen, hakkındaki her suçlamayı........

© Sözcü