Siyasetçiler birbirlerine ip atarken, işte olanlar oldu ve TUSAŞ’a girmeye çalışan biri kadın üç terörist eylem gerçekleştirdi. Şehitlerimiz oldu. Ne zaman “Çözüm süreci” denilse “canlı bomba eylemleri” de başlıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Silahlar bırakılsın” dediği günün hemen ardından böyle bir eylemin gerçekleşmesi hayli ilginç.
Bahçeli’nin açıklamaları tabii şaşırtıcıydı. En çok şaşıran da şehit aileleri, gaziler oldu. Bahçeli’nin açıklamalarının hemen ardından iki gaziyle konuştum. Biri, mayın patlaması sonucu iki gözünü, parmaklarını yitiren, duyma yeteneği büyük ölçüde kaybeden astsubay Hüseyin Özlük, diğeri ise jandarma uzman erbaş Tarkan Yılgün.
GAZİ HÜSEYİN ANLATIYOR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklaması gazi Hüseyin Özlük’ü alabildiğine üzdü. Üzüntüsünü bizimle şöyle paylaştı:
“Sayın Devlet Bahçeli’ye sesleniyorum: Bebek katilini gazi Meclisimizde konuşturmak istediğinize ilişkin konuşmanızı çok dikkatli dinledim. Önceki beyanatınızdan dolayı samanlıkta iğne arandığını söylüyorsunuz. İğneyi aramaya gerek yok, o iğne Türkiye’nin kalbine sokulmuş APO’dan başkası değil.
Demokratik adımlar atmak, sosyal ve ekonomik düzenlemeler yapmak, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmek bahanesiyle terörist başının Meclis’te konuşma yapmasını daha sonra da serbest kalmasını istiyorsunuz. Bu izni nereden aldınız? Kimlere sordunuz? 40 yıldan beri acı çeken annelere, babalara, eş ve çocuklara, kardeşlere sordunuz mu? Yaşamları her geçen gün ağırlaşan gazilere sordunuz mu?
Öncelikle şehit olmak için mangal gibi bir yürek olması gerekir. Sonra vatanını, bayrağını, milletini, devletini, geleceğin umudu Türk çocuklarını sevmek; bu değerlerimiz........