Netflix ve medya düzeni
Bir zamanlar sinema salonları yetişkinlerin mabediydi.
İki buçuk saatlik ağır filmler, Hollywood jönleri, uzun diyaloglar, yavaş akan hikâyeler...
Sonra salonlar bir anda patlama çatlamaya, üç boyuta ve süper kahramanlara teslim oldu. Aksiyon büyüdü, ses yükseldi, tempo arttı. İzleyici profili de aynı hızla gençlere ve çocuklara kaydı.
Yetişkinler ise sessizce salonlardan çekildi. Evlerine kapandılar.
Tam bu dönemde evlerin içine dev ekranlar girdi. Salonlara sinema perdesi kadar televizyonlar kuruldu. Ama o ekranların karşısına geçen insanlar artık eski gibi iki buçuk saat ayırmıyordu.
Yoğun bir iş gününün sonunda geriye kalan tek gerçek zaman, 45 dakikalık dizi lüksüydü. İşte Netflix’in tarihsel şansı tam olarak burada başladı. Çocuklar sinemaya gitti, yetişkinler diziye döndü. Netflix de tam o boşluğa yerleşti.
★★★
Bugün geldiğimiz noktada o dönüşüm, yalnızca bir izleme alışkanlığı değişimi değil; küresel medya iktidarının el değiştirmesi anlamına geliyor.
Netflix’in, dev film şirketi Warner Bros Discovery’yi 72 milyar dolarlık teklifle masa dışına itmesi, bir çağın fiilen kapandığını ilan ediyor.
Kablo televizyon imparatorluklarının çözülüşü, stüdyoların platformlara sığınışı ve içerik üretiminin birkaç küresel merkezin kontrolüne girişi artık geri döndürülemez bir aşamaya gelmiş durumda.
Rakamlar bu yeni düzenin acımasızlığını........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein