Gökten haşhaş yağmış |
20 yıl süren savaşta ABD Afganistan semalarından her şeyi yağdırdı.
Milyonlarca ton bomba, insansız uçaklardan atılan Hellfire füzeleri...
Hatta ‘Tüm Bombaların Anası’nı da attı. Dünyanın en güçlü nükleersiz bombasını...
Ve sonra gökten bambaşka bir şey yağdı.
Minik, küçük, yuvarlak sarı haşhaş tohumları...
★★★
Evet, tohum... CIA, Afganistan’daki haşhaş tarlalarına milyarlarca küçük tohum bıraktı.
Bu tohumlar ne barış ne umut taşıyordu. Aksine, bir bitkinin kalbini hedef alıyordu.
Yıllarca süren gizli bir operasyondu bu. Amacı, Afgan köylüsünün en büyük geçim kaynağı olan afyonun kimyasal yapısını bozmak, toprağın damarına “verimsizlik” aşılamaktı.
Washington Post’un gün yüzüne çıkardığı belgeler, ABD’nin 2004 ile 2015 arasında yürüttüğü bu biyolojik sabotajı doğruluyor.
CIA, o yıllarda C-130 kargo uçaklarıyla gece seferleri düzenlemiş.
Helmand ve Nangarhar vadilerinin üzerine, laboratuvarlarda üretilmiş genetiği değiştirilmiş tohumlar serpiştirmişler.
Bu bitkiler doğaya karıştıkça, yerli haşhaşla çapraz döllenip giderek ‘zayıf’ bir tür oluşturacaktı.
Planın adı ‘yaratıcı çözüm’müş. Yöntemin adı ‘non-kinetik savaş’ yani kurşun atmadan diz çöktürmek...
Kâğıt üstünde dahiyane bir fikir. Gerçekteyse, yine o tanıdık hikâye...
★★★
Afganistan’da haşhaş bir bitkiden fazlasıdır.
Bir köylünün geçimi, bir kasabanın ticareti, bir hükümetin rüşveti, bir örgütün cephanesidir.
Kısacası, bir ülkenin sinir........