Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın toplamda 30 milyon liraya (eski parayla 30 trilyon) tuvalet tadilatı yaptırmasıyla ilgili haberler beni yine geçmişe götürdü.
Ta Kars’a gittim. İlçemiz Susuz’a...
Tuvalet meselesi bizim için tam bir kabustu.
Hani bir şehir efsanesi vardır ya...
Ruslar Trabzon’u işgal etmiş ama köyleri alamamış.
Rus Çar’ı işgale komutanlık eden Albay Karloviç’e sormuş:
“Köylere neden girmiyorsunuz?”
Karloviç de yanıt vermiş:
“Her evin önünde bir nöbetçi kulübesi var. Bu halde girersek çok kayıp veririz.”
★★★
Karloviç’in nöbetçi kulübesi sandığı ahşap kulübeler, eve belli bir mesafeden yapılan tuvalet kulübeleriymiş.
İşte o misal...
Bizim ilçede de kanalizasyon yoktu.
Tuvaletler ise evlere 200-300 metre mesafede, hayvan gübrelerinin serilip kurutulup tezek yapıldığı basmaların başında olurdu.
Kışın o soğuk günlerde gece tuvalete gitmek sadece soğuğu, tipiyi göze almayı değil, aç kalıp şehre inen kurtlarla tilkilerle karşılaşma riskini de beraberinde getirirdi.
★★★
Bizim basmanın kenarında da kırık dökük ahşaptan bir tuvalet kulübesi vardı ve ben bu durumdan çok rahatsızdım. Hem aralıklarından göründüğümü düşünür hem bir gün alttaki tahtaların kırılacağından ve aşağı düşeceğimden korkardım.
Liseye yeni başlamıştım ve dedeme yeni bir tuvalet inşa etme fikrimi........