Bir kayyumun anatomisi!

Türkiye demokrasinin, hukuk devletinin ayaklar altına alındığı bir günü geride bıraktı. Önce olayları anımsayalım:

- İstanbul polisi, suç örgütü liderleri muamelesi yaptığı Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i şafak baskınıyla gözaltına aldı.

- Özer, polis ifadesinden sonra savcılığa sevk edildi.

- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da kendisini aynı gün nöbetçi sulh ceza hakimliğine tutuklama talebiyle sevk etti.

- Mahkeme tutuklama kararı verdi.

- İçişleri Bakanlığı daha yargı süreci devam ederken Beyoğlu Belediye Başkanı’nı kayyum olarak belirledi. Tutuklama kararından sonra da Özer görevden alınırken İstanbul Vali Yardımcısı yapılan Beyoğlu Kaymakamı Esenyurt Kayyumu olarak açıklandı.

Bunların tümü 24 saat içinde oldu.

★★★

Bu kadar önemli gelişmelerin yaşanması medeni bir ülkede aylar sürer, yer yerinden oynardı. Biz ise bütün olumsuzlukları, bütün hukuksuzlukları “ya öylemi” dercesine kabullendik.

Oysa İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının mahkemeye gönderdiği yazıdaki 5 gerekçe, bir belediye başkanının görevden alınmasını ve tutuklanmasını sağlayacak unsurları içermiyordu.

Gelin madde madde bakalım:

★★★

1- Diyarbakır Cezaevinde elde edilen delil: 2014’te yapılan İmralı görüşmesinin notları. (O görüşme bizzat Erdoğan’ı

görüşmeye katılan Pervin Buldan ile İdris Baluken devletin gözetiminde Kandil’e gitti.)

★★★

2) Memmet Kaya’ya başsağlığı ve Mebya-Der binasına giriş:

Ahmet Özer’e biri Mehmet Kaya’nın annesinin öldüğünü bildirmiş ve başsağlığı dilemesini önermiş. O da telefon edip başsağlığı dilemiş. Görüşme sırasında “Sizin gibi yiğit evlatlar yetiştirdi” demiş. Savcılık ve mahkeme Özer’in bu sözle Mehmet Kaya’nın PKK’lı kardeşleri için “yiğit evlatlar” ifadesini kullandığı yorumunu yapmış.

(Bu arada Özer’in binasına girdiği belirtilen Mebya Der’in KCK yapılanmasında yer aldığına dikkat çekilmiş. İlginçtir, ilgili bölümde 10 yıl önce çözüm sürecini engellemek isteyen, Hakan Fidan’ı dahi göz altına almaya çalışan FETÖ’cü........

© Sözcü