Meclis’in içinde kadın olmak

Türkiye Büyük Millet Meclisi...

Adı bile “Güven” vermeye yetiyor.

Hukuk, adalet, temsil, devlet ciddiyeti... Hepsi bir arada.

Ama söz konusu Meclis olduğunda bile bu ülkenin kadınları ve çocukları için tablo değişmiyor.

TBMM Lokantası’nda stajyer olarak çalışan kız çocuklarının, Meclis personeli tarafından sistematik biçimde istismara uğradığı iddiaları gündemde.

Anlatılanlar ağır, rahatsız edici, sarsıcı.

“Bu stajyer benim, şu senin” diye paylaşıldığı söylenen çocuklar...

Yıllardır sürdüğü iddia edilen bir düzen...

Ve en tanıdık detay şu: Anlatılınca “Sus” denmesi.

Bu ülkede tacize, şiddete, istismara verilen en eski refleks bu.

Konuşma.

Aman büyütme.

Ortaya dökme.

Kapat gitsin.

Meclis’ten gelen son haberler, o büyük binanın çocuklar için ne kadar korumasız olduğunu gösterdi bir kez daha.

Ama bu, aynı çatı altında yaşanan ilk şiddet hikayesi değil.

Ağustos ayında TBMM çalışanı Saliha Ozan, boşanmak istediği erkek tarafından öldürüldü.

Koruma kararları vardı.

Şiddet biliniyordu.

Tehditler kayıtlardaydı.

Ama yine de korunamadı.

Aynı kurum, benzer sonuç: Ne kadınlar güvende ne çocuklar.

İkisinde de ortak bir boşluk var: Devletin koruması.

Meclis’in mutfağında taciz, kapısında cinayet...

Kadınlar için hukuk yine kağıt........

© Sözcü