Türk bebek istemenin arkasında gençleştiren kök hücre mi var?

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Yenidoğan rezaletinin ortaya çıkması doğal olarak tüm halkın vicdanını yaraladı.

Hele bebek ölümlerinin de gerçekleşmiş olması öfkeyi çok daha büyütüyor.

Konu aslında devletin yani aslında hepimizin dolandırılması.

Özel hastanelere yatırılan yenidoğan bebeklerin hastanelerde biçimde uzun süre yatırılmaları, gereksiz tahlil ve testlerin yapılması faturaları şişiriyor, SGK bu paraları ödediği için içindeki herkes memnun kalıyor.

Eğer işin içine bebek ölümleri girmese belki olay hiç bu kadar büyümeyecek ve sıradan bir dolandırıcılık olayı olarak medyanın üçüncü dördüncü sıra haberlerinden biri olacaktı.

Dünkü yazımda doktorların “İnşallah bebek Suriyeli değildir” sözlerinden yola çıkarak bunun nedenini sormuştum.

Birinci neden bebek yabancı olduğu için belki para alamayacakları korkusu idi.

Diğeri ise AKP iktidarının sığınmacılara daha fazla önem vermesi yüzünden açılacak soruşturmadan korkuyor olmalarıydı.

Bir doktor arkadaşımın daha sonra sosyal medyada da paylaşılan bilgi notunu okuyunca çok şaşırdım ve dehşete düştüm.

Doğruluğunu elbette kanıtlamak şu anda mümkün değil ama uzmanlar böyle bir uygulamayı bildiğine göre doğruluk payı yüksek olabilir.

Konu kök hücre ve yenidoğan kanı.

Yeni doğan bebeklerden alınan kan ve kök hücreler yetişkin insanlarda bir tür gençlik aşısı gibi kullanılıyormuş.

Hücre yenileyici olan yenidoğan bebek kanı ve kök hücrenin bir litresinin 2.5 milyar Dolar olduğu ileri sürülüyor.

Tabii bir kişi için ne kadar kullanılabilir bilmiyorum ama bu hesapla eğer bir gram yetiyorsa bu bile 25 milyon Dolar eder.

Bunu elbette dünyanın ancak en zengin insanları alıp kullanabilir.

Türkiye organ naklinin yapılabildiği bir ülke.

Çok sayıda yabancı Türkiye’deki hastanelere organ nakli için geliyor.

Ülkemizde ya da hızlı biçimde aktarılması halinde başka ülkelerde de yenidoğan bebek kanları kullanılıyor olabilir.

İşte o zaman bu çetenin dudak uçuklatan bir gelir sağladığı ortaya çıkar.

Durum böyleyse savcıyı bile ölümle tehdit edecek kadar ileri gidilmesinin gerekçesi belli oluyor.

O halde savcılık bir bilim heyeti de kurarak bu korkunç iddiayı da araştırmak durumundadır.

Eğer dünyada bu yöntem uygulanıyorsa, ki uygulandığı biliniyor Türkiye gibi “paranın adeta tanrı haline getirildiği” ülkemizde bu yola sapanların olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Bu çete ölüme de sebebiyet veren dolandırıcılık suçunun yanı sıra bu açıdan da mercek altına alınmalıdır.

SORDUM........

© Sözcü