ANKARA’NIN VE ANKARALI’LARIN GÖNLÜNDE “SENİN” BAMBAŞKA BİR YERİN VARDIR.!

Ankara’da ve Ankaralılarda kendi kendini yönetme geleneği çok eskilere dayanır. Yıldırım Bayezid devrinde, ticari bir hak yüzünden dükkânlarını kapayan ahilerin direnişi yirmi gün sürmüş ve Osmanlıdan haklarını almışlardır. Ahiler kendi aralarındaki anlaşmazlıklarda devletin mahkemelerine gitmek yerine kendi ihtiyar heyetlerinde meselelerini halletme yolunu tercih etmişlerdir.. Ankara Alaeddin Keykubat’a sahip çıktığı gibi, Ankara savaşının ardından (1402),Şehzade Süleymanı değil, Timur’a boyun eğmeyen Çelebi Mehmet’i desteklemiştir.

II.Bayezid’la ,Cem Sultan arasındaki mücadelede Cem Sultana destek vermiş,Kanuni’nin oğulları Selim ve Bayezid arasındaki mücadelede Bayezid’in yanında yer almıştır.Ankara’nın bu muhalif tavırları 1523 de “Anadolu Beylerbeyliği”nin Kütahya’ya verilmesine sebep olmuş,bu tarihten sonra kent eski önemini yitirmiştir.

Kurtuluş savaşı başlarken, Ankara, padişaha ilk isyan eden, İstanbul’la alakasını ilk kesen şehir olmuştur. Padişaha yaranmakta ısrar eden bir valiyi, Sivas’a teslim etmiş, Babıâli’nin diğer bir valisini Eskişehir’den çevirmiştir. O günlerde heyeti temsili’ye için en emin ve hazır yer olduğunu açıkça ispat etmiştir.(1)

Çektikleri bir telgrafta Ankaralılar: “Biz mukadderatımızı ne böyle milletin mukadderatını bilmeyen hükümete ve ne de sümmettedarik gönderilecek Valilere terk edemeyiz” diyerek, dağlara çıkan birçok Ankara Seğmeni, ancak Mustafa Kemalin geleceği gün dağdan inmişler, sıraya gelmişler, her şeyden kuvvetli ve aziz halk aklıselimi ve insiyakile onun milli Şefliğini ilk gününden sezmişlerdir. (2)

Ankara Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Milli Mücadele süresince, millet ve memleket menfaatine uygun maddi ve manevi yardımlarda bulunmuş, Kuvay-ı Milliye Birlikleri teşkil ederek cepheye göndermiştir. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Ankara'ya geldiği 27 Aralık 1919'dan, 23 Nisan 1920'ye kadar 4 aylık sürede hemen her türlü masrafları, Ankaralıların finanse ettiği Mütafaa-i Hukuk Cemiyeti karşılamıştır.

Yine Ankara'nın savaş boyunca en fazla subay ve er şehit veren bir vilayet olması, halkının fedakârlığı ve kahramanlığı hususu’da güzel bir örnektir. Mustafa Kemal Paşa daha Ankara'ya gelmeden, Ankara halkı Mustafa Kemal Paşa'yı benimsemiştir. Ankara halkının Mustafa Kemal Paşa'yı lider olarak kabul etmesi ve onunla bütünleşmesi, karşılama sırasında bariz bir şekilde görülmektedir.

“Atatürk, Cumhuriyet Devrimi’ni açıklarken, kaynağı Selçukludur. Başkent Ankara’da ilan ettiği Cumhuriyet’in kökenini de yine Batı’ya değil, 1340’larda bir Selçuklu Beyliği olan Ankara’daki Ahi Cumhuriyeti’ne dayandırmıştır. Atatürk’ün 7 Mayıs 1924 günlü Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan açıklaması şöyledir:

‘Ben Ankara’yı coğrafya kitabından ziyade tarihten öğrendim ve cumhuriyet merkezi olarak öğrendim. Hakikaten, Selçuki idaresinin bölünmesi (inkisamı) üzerine Anadolu’da teşekkül eden küçük hükümetlerin isimlerini okurken bir “Ankara Cumhuriyeti”ni görmüştüm. Tarih sahifelerinin bana........

© Sonsöz