Anlam Arayışı: Herkesin Gizli Yarası
“İnsan bu bekletme işine aşık oluyor,” diyordu Saul Bellow. “Boşlukta Sallanan Adam” adlı kitabında, savaşa çağrılmayı bekleyen işsiz bir adamı anlatıyordu. Karakter çağrılmak istiyor; çünkü bu, hayatına bir anlam katacak. Savaşa gitmek bile bir şey değiştirmeyecek belki, ama hiç yoktan bir anlam işte… Sevdiği kızı etkilemek için yaptığı bu trajik şaka aslında kendini tarif etmek için hayali bir karaktere sığınmasıydı.
Hayali olsun ya da olmasın, biz insanlar anlam bulmak için hiç savaşa girmedik mi?
Anlam sadece savaşlardan, çekişmelerden ve yıpratılmalardan mı çıkar?
Bu satırları yazarken saat sabah 7.00. Penceremin önünde gün yeni aydınlanmak için göz kırpıyor ve gökyüzü sevdiğim renge, kızıla dönüyor. Dünya her gün bu anlam dolu doğuşu bize sunuyor aslında. Belirlenmiş bir takvimle doğuyor; her gün yeni bir anlamın temsilcisi olmak için bize bir şans veriyor.
Peki biz “anlamı” gerçekten bulabiliyor muyuz?
Hayatın içinde her insanın anlamı bulma biçimi farklı. Kimi için beklemek bir anlamdır, kimi için mücadele etmek. Bazıları için acı bir uyanıştır, bazıları içinse anlam iyinin içinden, sessizce filizlenir. Tam da burada, Viktor Frankl örneği tüm sertliğiyle karşımıza çıkar.
“İnsanın Anlam Arayışı” kitabının yazarı Viktor Frankl, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir toplama kampında yaşadıklarını; insanlığın ne hâle düşebileceğini bir psikiyatr gözüyle anlatır. “Birimiz öldüğü zaman, başta günlerce yemeğe benzemeyen o iğrenç şeyi içemiyorduk, sonraları öyle alışmak zorunda kaldık ki ölen arkadaşlarımızı kapının önüne bırakıp o bir şeye benzeyen şeyi hiçbir şey olmamış gibi içiyorduk,” der.
Böylesine insanı yaralayan bir süreçten anlamı çıkarmış ve insanlara “anlam” denilen hayat oksijenini anlatmıştır.
Anlam…
Sadece insanın yaşadığı topluma göre gereksinim duyduğu duyguları yaşamaktan mı ibaret?
Yoksa anlam, insanın hayata verdikleriyle paralel giden bir “seviye atlama” mıdır?
İnsan anlam bulmak istediğinde mi anlamı bulur?
“Şükür” kelimesi, anlamın içine başka bir yaşam tozu katarak kişinin yaşadıklarından bir anlam çıkarmasını mı sağlar?
Başta anlamsızca doğuyor........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein