“ÖTEKİ”

Kişinin kendisinden farklı algıladığı herhangi bir kişi veya şeyi ifade eden ve yaşamım boyunca (tıpkı empati kavramı gibi) kendimce savaşını verdiğim/vereceğim bir temel ve derin kavram “öteki”. “Öteki”nin öteki olmadığı şahsi yaşam felsefemde; dünyanın yaratılmış canlı/cansız her şeye ait olduğu ve dünyada herkese yer bulunduğu düşüncesini barındırıyor. Kendinden farklı görülen diğer insanları aşağılama, değersizleştirme ve düşman haline getirmek demek olan “ötekileştirme” kısır bir bakışla geniş evreni küçücük düzlemde değerlendirmektir bana göre. At gözlüğü tabiri vardır ya, işte bu konu için cuk oturur. Öyle bir gözlüktür ki bu, dünyanın çeşitliliğini göremez. İster ki yalnızca baktığı kadar olsun evren. Ancak burası böyle bir yer değil ve olmamalı. Herkese aittir ve herkes için yer var. Tıpkı gökkuşağının renkleri ve bin bir tonu gibi. Yaşamda siyahta var, beyaz da… Tıpkı yin ve yang gibi…

Konu ile ilgili en sevdiğim ve çevremdeki herkesin bir şekilde gitmesini sağladığım tiyatro oyunundan bahsetmek istiyorum. Ayşegül Çelik’in yazdığı, İsmet Numanoğlu’nun yönettiği ve “Öteki” başrolündeki müthiş performansı ile büyük sanatçı Egemen Büyüktanır ile güzelleşen, saatlerin nasıl aktığını anlayamadığınız bir devlet tiyatrosu oyunu “Öteki”. “Kimse bu kadar bir başına kalmamalı bu dünyada” dedirtecek bir yalnızlık, kimsesizlik ve........

© Sonsöz