AKP iktidarında yükseköğretim
AKP iktidar olmadan ve iktidarının ilk yıllarında- Avrupa Birliği ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştığında- demokratik söylemleriyle bizim “Yetmez ama evet” diyen liberallerin gözünü boyayabilmişti. AKP “YÖK’ü değiştireceğiz” söylemiyle seçimlere girdi ve iktidar olunca da, acil eylem planında “YÖK’ü yeniden yapılandıracağını” ilan etti. AKP’nin ilk eğitim bakanı Erkan Mumcu da ve ondan sonraki Hüseyin Çelik de, birer yükseköğretim kanun taslağı hazırladı. Bu taslaklar, "yetmez ama evet"çileri bile memnun etmeyince, gündemden düştü.
Yasa taslakları gündemden düşse de, AKP yükseköğretimde de piyasacı ve gerici girişimlerini sürdürdü. Ancak YÖK başkanı ve üyeleri AKP öncesi iktidarlar tarafından atanmıştı ve rektörler de üniversitedeki akademisyenler tarafından seçilmiş kişilerdi. Bu nedenle AKP’nin ilk yıllarında YÖK başkanlığı yapan Prof. Dr. Kemal Gürüz ve Prof. Dr. Erdoğan Teziç ile rektörler, piyasacılık konusunda olmasa da laiklik konusunda AKP ile pek anlaşamadılar. Hatta rektörler, AKP liderini neredeyse üniversitelerine bile sokmadı. Ancak Avrupa Birliği’ni dünyanın ekonomik gücü haline getirmek amacıyla Avrupa yükseköğretim sisteminde piyasacı dönüşümleri sağlamak üzere başlatılmış olan Bologna Süreci’ne katılma konusunda, YÖK ile iktidar arasında bir sürtüşme olmadı. Üniversiteye giriş sınavını kazanamayan öğrenciler için beş üniversitede başlatılan paralı ve bir Amerikan üniversitesinden de diploma alınasını sağlayan SUNY programı konusunda da sürtüşme olmadı, paralı yaz okulu uygulamasında da.
YÖK’ün 2005’te, yazdığı kitapta intihal yaptığı gerekçesiyle Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer’e ‘üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası’ verip profesörlük unvanını geri alması, anlaşmazlığı daha da derinleştirdi. Bu arada Ergenekon davası gibi düzmece bir davayla Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ile üniversitenin genel sekreter yardımcısı Enver Arpalı,’ tarihî eser kaçakçılığı’ ve ‘çete kurmak’ suçuyla tutuklandı. Haksızlığa dayanamayan Enver Arpalı intihar etti, dava da beraatla sonuçlandı.
AKP’nin yükseköğretimde türbana serbestlik getirme çabaları ile üniversiteye girişte uygulanan ‘ek katsayı’ konusundaki girişimleri, Anayasa Mahkemesi (AYM) ya da Danıştay tarafından engellendi .
YÖK yeterli koşullar oluşmadığı gerekçesiyle karşı çıksa da, AKP 2006 ve 2007’de çıkardığı yasalarla önce 15 ve sonra 17 kamu üniversitesi açtı. AYM, AKP’nin yeni üniversiteler için rektör belirlenmesiyle ilgili olarak çıkardığı ilk yasayı 4 Mayıs 2006’da ve ikinci yasayı da 7 Şubat 2007’de iptal etti .
İktidar, YÖK’le anlaşmazlık içindeyken, gericilere nasıl davranacağını gösterip YÖK’ün kurucu başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı’ya 2007 yılında ‘TBMM Ödülü’nü verdi. Doğramacı’dan sonra YÖK başkanı olan tarikatçı Prof. Dr. Mehmet Sağlam’ı da önce “Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu” (!) başkanlığına getirip 2007 seçimlerinde de milletvekili yaptı.
AKP’li Abdullah Gül’ün Ağustos 2007’de cumhurbaşkanı olması ve gerici Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ı Aralık 2007’de YÖK başkanlığına getirmesiyle YÖK’ün yapısı değişmeye başladı. Önce hükümetin ve A. Gül’ün atadığı üyelerle AKP YÖK’te çoğunluğu ele geçirdi. Sonra rektör atamalarında, üniversitedeki oylamada en çok oy alanlar değil de 6 aday içinden yandaş olanların rektör yapılmasına başlandı.
Y. Z. Özcan’ın YÖK’ü, 2009 yazında, “üç saatlik” Öğrenci Seçme Sınavı’nı kaldırıp yerine, iki hafta üst üste yapılacak Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile Lisans........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein