Meçhul askerin ölümü |
Bu hafta yazıya size yaşanmış bir kahramanlık öyküsü anlatarak başlamak istiyorum. Bilenleriniz vardır, öykünün adı “Ölü Askerlerin Taarruzu.”
***
Büyük Savaş’ın ilk yılı bitmek üzereydi. Almanya ile Çarlık Rusyası arasındaki Prusya Cephesinin kuzey uçlarında, Białystok yakınlarındaki Osowiec Kalesi Çarlık ordusu için çok önemli bir stratejik pozisyondu. Almanlar kaleyi almayı iki kez denemiş ve başarısız olmuşlardı.
Alman ordusuna bu cephede Başkumandan Paul von Hindenburg bizzat komuta ediyordu. Savaşın hemen başında, 1914 Ağustosunda Çarlık Ordusunun Prusya’daki ilerlemesinin ardından emekliliğinden geri çağrılmış ve imparatorluk ordusunun başına geçirilmişti. Almanya savaşı kaybedecek, ama Von Hindernburg bu yenilgideki üstün başarılarının ardından sonunda sadece ordunun değil tüm devletin başına geçecek, Alman egemenlerine son hizmetini on sekiz yıl sonra ülkenin anahtarını Hitler’e teslim ederek yapacak, lanetli ismi ise tarihe son kez ölümünden üç yıl sonra, 36 kişinin yanarak öldüğü zeplin kazasıyla geçecekti.
Von Hindernburg Osowiec’i almakta kararlıydı, ama piyade saldırıları asker kaybetmekten başka bir işe yaramıyor, “Koca Bertha” obüsleri ise duvarlarda delik açsa da kaleyi yerle bir edemiyor, Ruslar duvarları topların yıktığı hızla onarıyordu.
Ne var ki, Alman ordusu yeni bir silah keşfetmişti. İlk kez 22 Nisan’da kullanılan klor gazı duvarlardaki en dar çatlaklardan sızıyor, en derin ve dolambaçlı siperlere doluyordu. Bu gaz solunduğunda ciğerlerdeki suyla reaksiyona girip hidroklorik asite dönüşüyor, insanlar korkunç biçimde ölüyordu.
Savaşın birinci yılının dolduğu gün, 28 Temmuz’da gaz varilleri Osowiec’e bakan Alman siperlerine getirildi. Almanlar bir hafta boyunca rüzgârın dönmesini bekledi. 6 Ağustos’ta da günün ilk ışıklarıyla varillerin vanalarını açtılar.
Yeşil-sarı bir duman bulutu top mermilerinin delik deşik ettiği muharebe alanının üzerinden sağ kalan otları dahi yeşilimsi bir küle dönüştürerek, uçan kuşları yere dökerek Rus siperlerine doğru akmaya başladı. Brom katkısı da bulunduğu için bulutta yer yer kızıl kahverengi damarlar geziniyordu.
Rus ordusunda gaz maskeleri yok denecek kadar azdı, kalitesizdi ve sadece komuta kademesine dağıtılıyordu. Ön saftaki bine yakın asker o ana kadar gazın sadece siperlerde bir hayalet gibi dolanan öyküsünü duymuşlardı. Üzerlerine gelen ölüm bulutuna karşı ne yapabilecekleri konusunda söylentilerden başka hiçbir fikirleri yoktu. Alelacele fanilalarını çıkarttılar, bazıları suyla, bazıları işeyerek ıslatıp yüzlerine sardılar.
Oysa bu en yapmamaları gereken şeydi. Klor tüm sıvıları asite dönüştürüyor, silahların pirinç aksamlarını dahi korozyona uğratıyordu.
Birkaç dakika içerisinde neredeyse hepsi can verdi.
Gazın dağılmasını bekleyen Alman subayları piyadeye siperlerden çıkıp, artık içinde sadece ölülerin yattığını düşündükleri Rus siperlerini zapt etmelerini emretti. Alman askerleri saf oluşturup süngü önde ilerlemeye başladılar. Onlar Rus siperlerine varmak üzereyken, Rus ordusunun gaz saldırısının ulaşmadığı arka saftaki birlikleri saldırıyı durdurmak için harekete geçti.
Ve bu sırada, gazı solumuş ama henüz ölmemiş, can çekişmekte olan Rus askerleri de tüfeklerine yaslanarak ön siperlerden........© soL