Bir söyleşi: ABD, Venezuela ve emperyalizm
-ABD Venezuela çıkışlı iki gemiye saldırı düzenledi. Trump hem Venezuela hem Kolombiya'yı askeri müdahale ile tehdit etti. ABD'nin Latin Amerika politikası açısından yeni, daha doğrudan ve saldırgan bir döneme mi geçtik?
ABD dış siyasetini belirleyen Ulusal Savunma Stratejisi Trump’ın ikinci başkanlık döneminde değiştirildi. Obama yönetiminde Çin’den kaynaklanan dış tehdit önceliğine dayanan strateji, artık, anavatana (ABD’ye) ve Amerika kıtasına (esas olarak Latin Amerika’ya) odaklanacaktır.
“ABD’ye” (yani “ülke içine”) odaklanan bir dış siyaset anlayışı aslında anlamsızdır. Trump faşizmi bu ilişkiyi göçmenler aracılığı ile kurmaktadır: ABD’de Trump’ın hedeflediği göçmenler büyük ölçüde Latin Amerikalıdır. Girişleri önlenmeli, mümkün mertebe ülke dışına çıkarılmalıdır. Trump, Göçmen ve Gümrük İdaresi’ni (Immigration and Customs Enforcement), ülke içinde terör saçan güçlü bir komando birliğine dönüştürdü. Görünüşü (ten rengi, giyim/kuşamı) aykırı olanları topladı; belgeleri şüpheli olan herkesi önce kamplara götürdü. Latin Amerikalıları uçaklara doldurarak ülkelerine, talihsizleri El Salvador’un korkunç zindanlarına taşıdı.
Öte yandan ABD’nin Latin Amerika’daki “solcu” rejimlere karşı hoşgörülü olmadığı da iyi bilinir. Latin Amerika’da sayısız yatırımı olan Amerikan şirketlerinin çıkarlarını da gerektiğinde askerî darbelerle korumak gelenekselleşmiştir. Guatemala’da 1954’te United Fruit Company’yi millileştiren başkan Arbenz’in, Şili’de 1973’te bakır madenlerini kamulaştıran Allende’nin darbelerle devrilmesi iyi bilinen örneklerdir. Son örneklerden biri de “lityum zengini Bolivya”da solcu başkan Evo Morales’e karşı 2019’daki darbe girişimidir.
Sosyalist Allende’ye karşı Şili’deki 1973 darbesi, ayrıca, Latin Amerika’yı neoliberalizme taşımanın ilk örneği olarak da kullanıldı. Bu örneği, sonraki yıllarda Arjantin ve Brezilya’nın da askerî rejimler altında neoliberal politikalara geçişi izledi.
Dünyanın en zengin ham petrol kaynaklarına sahip olan Venezuela’da 1999’da solcu Chavez’in seçilmesini hemen izleyen günlerde ABD’nin açık katkısıyla yapılan başarısız darbe de bu örneklere eklenebilir. Maduro yönetimine karşı da sonraki başarısız darbe girişimleri, çok ağır ekonomik yaptırımlarla bütünleşti. ABD’ye göçmen ihraç eden Latin Amerika ülkelerinin ilk sıralarında Venezuela’nın yer almasına katkı yaptı.
Trump’ın direktifi ve “uyuşturucu ticareti” suçlaması ile Venezuela kıyılarındaki batırılan teknelerin sayısı son bilgilere göre 20’ye; öldürülenler 80’e çıkmıştır. İlk saldırıdan........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Rachel Marsden
Daniel Orenstein
John Nosta