Kaçma sanatı
Suların içinde ölmekte olan Ophelia, aşina olunan ama sanatçısının pek bilinmediği bir resimdir. İngiliz ressam John Everett Millais’e ait bu çalışmada, Shakespeare’in Hamlet oyunundan Ophelia’nın ölüm sahnesi işlenir ve muhtemelen o ana kadar yapılan ölüm temalı resimlerin en şiirsel olanıdır. Hamlet oyununda, yaşadığı acıdan aklını yitiren Ophelia yabani çiçeklerden çelenkler yaparak bunları bir söğüde asmak ister, bu sırada dal kırılır ve ırmağa düşer; ama resimdeki şiirselliğin kaynağı için Shakespeare’e bakmak gerekir.
“[…]
Tırmanırken söğüdün sarkan dallarına,
Kıskanç bir dal kırılıvermiş
Ve Opehelia düşmüş bütün çiçekleriyle
Gözyaşları içine ırmağın.
Etekleri açılıp yayılmış da sulara
Bir süre kalmış ırmağın üstünde denizkızı gibi
Başına gelenden habersiz,
Ya da sularda yaşamak için yaratılmış gibi,
Türkü söylüyormuş Opehelia
Bölük pörçük eski halk türküleri.
Ama ne kadar sürebilir bu?
Su içip ağırlaşınca etekleri
Kesip zavallıcığın güzelim tatlı sesini
Ölüm çamurlarına batırmışlar Ophelia’yı.”1
Millais’in Ophelia’sı, kendilerine Ön Raffaelistler (Pre-Raphaelist) diyen bir grup ressamın içinde en bilinen çalışmalardan biridir. Peki, Ön Raffaelistler kimdir, ne zaman ortaya çıkmışlar ve ünlü Rönesans dönemi ressamı Raffaello ile alakası nedir? Aslında Avrupa’da devrimler çağında gezinmeye devam ediyoruz. En son 1848 devrimlerinin Fransa’daki sanata etkilerine bakmıştık, bu yazıda aynı yıllarda İngiltere’deyiz.
Romantik akımın İngiltere’de figürle değil de manzaralarla karşımıza çıkması gibi, 1848 devrimlerinin de bu ülkeye yansıması farklı olur. Fransa’daki ayaklanmalar sırasında henüz çocuk yaşta olan, yukarıda resmine yer verdiğimiz Millais ve diğer iki ressam Hunt ve Rossetti, devrimci hareketleri bastıran ve giderek yükselen karşı devrimin ideolojisiyle yetişirler. Kendilerine Ön Raffaelistler (Pre-Raphaelist) diyecek olan bu üç genç, dönemin dini tartışmalarından ve reformistlerinden yola çıkarak sanata dair bir strateji oluştururlar. Bu strateji özetle dinselliği ve sanatsal üretimi birleştirerek bir tür modernleşme arayışıdır. Bunu yaparken İngiltere’nin Viktoryen Gotik havasını da işin içine katarlar. Ancak girdikleri yol birçok açıdan çıkmaz sokaktır.
Aslında Ön Raffaelistler, tıpkı Courbet ve Millet gibi sanatın doğadan yola çıkarak ve dürüst bir yaklaşımla yapılması gerektiğini düşünmüşler ama Courbet ile ortaya çıkan gerçekçilikten ya da Millet ile temsil edilen Barbizon okulundan çok daha farklı bir yola girmişlerdi. Onlara göre sanat, Rönesans’ın usta ressamı Raffaello’dan sonra yanlış bir yöne sapmıştı. Çünkü Raffaello’nun sanatında gerçek, doğayı idealleştiren güzellik anlayışı nedeniyle feda ediliyor ve ustanın bu yaklaşımı bir gelenek olarak akademik eğitim yoluyla geçerli sanat anlayışına dönüşüyordu. Bu yüzden sanat Raffaello’dan önceki halinde yeniden........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
Grant Arthur Gochin