menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hangi sol, hangi sosyalizm? 

71 84
wednesday

Özgür Özel, özellikle 19 Mart sonrası sokağın siyasete dâhil olmasıyla birlikte sol jargonu artık daha sık kullanıyor, bunu sevdiği de anlaşılıyor ve o jargonu kullanırken sık sık sosyalistlerin sloganlarına başvuruyor, sosyalist şairlerden dizeler okuyor.

Özel en son CHP kurultayında Nazım’ın en devrimci şiirlerinden birini okudu ve toplanan kalabalığa “Akın var güneşe akın/Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın” dedikçe kültürel besinini sosyalist soldan alan CHP’liler coştu, kendinden geçti.

Özel’in ve CHP’nin 19 Mart sonrası söylemi ve örneğin Nazım’ın bu dizelerinin yarattığı coşku, bugünün CHP’sinin yeni döneme uygun bir şekilde tıpkı bir zamanların Ecevit liderliğindeki CHP’sinin olduğu gibi “sol popülist” bir siyasi çizgiye yerleştiği anlamına gelir mi peki?

İlk bakışta öyle gibi görünse de partinin yeni programı “sol popülizm”in aslında retorikten ve birkaç devrimci dizeden/slogandan ibaret olduğunu, özellikle de ekonomiye bakışta sol popülizmle araya hayli mesafe konulduğunu ve halka yönelik ekonomik vaatlerin düzenin sınırları içerisinde dahi “radikal” bir karakter taşımadığını gösteriyor.

CHP’nin parti programı açıkça “piyasacı” bir nitelik taşıyor. Programda CHP’nin ekonomi politikalarının “özel girişim ile kamunun düzenleyici ve denetleyici görevinin bir arada olduğu piyasa düzeninde” şekilleneceği söylenerek daha baştan kamunun ekonomideki rolü düzenleme ve denetleme ile sınırlanıyor. (s. 143) CHP’nin hedefinin ise “fırsat eşitliğine dayalı ve verimliliğe odaklı, örgütlü, kayıtlı, kurallı, adil, dünyaya açık ‘sosyal piyasa ekonomisi’ne işlerlik kazandırmak” olduğu söyleniyor. (s. 144)

Programa göre CHP iktidarında “yatırım ve iş ortamı iyileştirilerek dünya standartlarına yükseltilecektir” ve “piyasa ekonomisi gerekli tüm kurul ve kurallarla donatılıp işlevselleştirilecek”, piyasa ekonomisinin aksaklıkları “etkili bir kamu düzenleme, denetim ve gözetim altyapısı oluşturularak giderilecektir.” (s. 146)

CHP programında kamunun piyasanın “alternatifi değil tamamlayıcısı” olacağı söylenmektedir. Devlet “özel sektörün üretim faaliyetini destekleyecek”, “ekonomik ve siyasi yönden öngörülebilir bir ortam” oluşturulacak, hukuk ve adalet sisteminin etkin çalışması sağlanacak, bürokrasi en aza indirilecek, kamu kurumlarının idari ve teknik kapasitesi artırılacak, firmalar faaliyetlerini güvenli bir ortamda yürütecek, kamu ve özel kesim arasında “etkili bir uyum ve işbirliği” tesis edilecektir. (s. 146)

Programda her ne kadar neoliberalizmin “piyasa tutuculuğu”na dönüştüğü söylense de tam da neoliberalizmin ruhuna uygun bir şekilde “rekabet” kutsanmaktadır. “Küresel........

© soL