menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Düzleme, tasfiye, çürüme 

62 4
wednesday

Anlaşılan o ki daha önce gördüklerimize benzer şekilde yine bir “zemin düzleme” dönemine tanıklık ediyoruz; iktidar rejim inşasında yeni bir aşamaya geçebilmek için yeni ve kapsamlı bir düzleme harekâtına girişeceğinin sinyallerini veriyor.

Ergenekon ve Balyoz operasyonları rejim inşası sürecinde hükümet olmaktan devlet olmaya, devletin sahipliğini ele geçirmeye dair zemin düzleme operasyonlarıydı. AKP-Cemaat ikilisinin devletleşmesinin önünde engel olabileceği düşünülen odaklar, başta ordunun içerisindekiler olmak üzere bu süreçte tasfiye edildiler.

Ancak bu zemin düzlemeyi bir “iç hesaplaşma” izledi; AKP ve Gülen cemaati yeni rejimin sahipliği ve devletin nasıl paylaşılacağı konusunda bir güç savaşına tutuştular, savaşın sonunda tasfiye edilen ise Gülenciler oldu.

Bugünkü “zemin düzleme” üzerine henüz elimizde net ve somut veriler yok, ancak birtakım kanaatlere sahibiz.

Bugün tanıklık ettiğimiz zemin düzleme, esas olarak aynı zamanda bir iç hesaplaşmaya da tekabül ediyor. Bu sefer önce “düşman” tasfiye edilip sonra bir iç hesaplaşma yaşanmayacak; çünkü düşman bu sefer dışarıda değil, bizzat iktidar içerisindeki klik ve hizipler arasında bir mücadele söz konusu olan.

Şu an tanıklık ettiğimiz tüm bu operasyonlar, şirketlere atanan kayyımlar, tutuklanan ya da operasyona maruz kalan ekran yüzleri ve ünlüler, sızdırılan yazışmalar ya da videolar, hepsi bu mücadelenin ön gösterimi, fragmanı gibi duruyor.

Peki bu sefer zemin kimin adına ve neden düzleniyor, düzlenecek olanlar kimler?

Genel kanaat o ki artık bütün hazırlıklar post-Erdoğan dönemine, Erdoğan sonrasına göre yapılıyor; Erdoğan’ın sahip olduğu gücün ondan sonra kimde olacağı ya da kime devredileceği bugünkü mücadelenin ana eksenini oluşturuyor.

Yani ortada fiili saray egemenliğinin doğasına gayet uygun bir şekilde saray entrikaları üzerinde yükselen bir taht, bir veraset kavgası var.

Peki içeride ve dışarıda hemen herkes yapılacak ilk seçimde Erdoğan’ın bir kez daha aday olmasını -piyasa tabiriyle söyleyecek olursak- “satın almışken” ve seçilmesi durumunda 2030 yılını da aşacak şekilde iktidarda kalma ihtimali varken, neden şimdiden bir zemin düzlemeye ihtiyaç duyuluyor, neden taraflar bir taht kavgası ekseninde konumlanıyor?

Henüz bu soruya verebileceğimiz kesin bir yanıt yok, belki de birileri bizim bilmediğimiz bir şeyler biliyorlar ya da nesnellik tarafları erken hamleler yapmaya zorladı, hızlı hareket etmek zorunda olduklarını düşündüler.

Nedeni ne olursa olsun, daha açıktan bir şekilde ifade edecek olursak, düzlenen zeminin Bilal........

© soL