menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

'Bu düzen sürdürülebilir değildir'

68 18
10.12.2025

Erdoğan geçen hafta partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şöyle diyordu:

“Dünya genelinde her 10 kişiden 1’i hâlâ aşırı yoksullukla mücadele ediyor. Dünyanın birçok ülkesine gittiğimizde şu ibretlik manzarayla sık sık karşılaşıyoruz. Bir yanda dünyanın en pahalı markalarıyla arzı endam eden bir avuç elit varken, diğer yanda günlük bir dolar gelirle hayata tutunmaya çalışan milyonları görüyoruz. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan mevcut düzenin sürdürülebilir olmadığının altını her zeminde çiziyoruz.”

“Dünyanın en pahalı markalarıyla arzı endam edenler”in kimler olduğu bir yana, “günlük 1 dolarla hayata tutunmaya çalışan milyonlar” mevzundan konuya giriş yapalım.

Erdoğan’ın bu konuşmasından sadece birkaç gün sonra, TİP’li 16 öğrenci MESEM’i protesto ettikleri gerekçesiyle gözaltına alındılar ve sonra da tutuklandılar.

Peki neydi bu MESEM?

MESEM, Mesleki Eğitim Merkezi’nin kısaltması ama ortada bir meslek eğitimi falan yok; MESEM, çocuk işçiliğini ve sermayeye ucuz emek sağlama çabasını legalize etme projesinden başka bir şey değil.

MESEM bünyesinde patronların emrine sunulan çocuk emeğinin değerine gelince; belki günlük 1 dolar değil ama 9. 10. ve 11. sınıf öğrencilerine aylık olarak ödenen para 6 bin 635 lira, 12. sınıf öğrencilerinde ise bu miktar 11 bin 55 liraya çıkıyor, dolar bazında hesaplayabilirsiniz.

Bunun milyonlarca işçinin asgari ücretle, yani 22 bin lira seviyesinde çalıştığı bir ülkede ne anlama geldiğini düşünelim.

Patron sınıfına açlık sınırının altında bir asgari ücret dahi yetmiyor; “meslek öğretme” adı altında 6 bin liraya, 11 bin liraya yüz binlerce çocuk köleleştiriliyor, köleci emek rejiminin bir parçası haline getiriliyor.

Ancak Türkiye’nin düzeni buna da razı olmuyor; öğrencilere ödenen ücretleri işsizlik fonundan devlet ödüyor. Yani patronun çocuk emeğini köleleştirmesiyle yetinilmiyor, ödediği kölelik maaşını da kendi cebinden değil, yine işçilerin çalışanların cebinden ödemesi sağlanıyor.

Yani bugün Türkiye’de patronlar binlerce çocuk işçiyi bedavaya, diğer işçilerin ceplerinden çalınan paralarla çalıştırıyorlar.

MESEM, Türkiye’nin yaşadığı sefaletin sadece bir boyutu; bütün bir toplum ülke tarihinin en büyük bölüşüm şoklarından birini yaşıyor.

Son on........

© soL