Emperyalizm körlüğü ve Kıbrıs örneği

Dünya barut fıçısı olma eşiğini çoktan geçti. Filistin’de soykırım, Ukrayna’da iki kardeş halkın boğazlaştırılması, Kongo’da Ruanda öncülüğünde yürütülen katliam ve yağma, Sudan’da iç savaş ve açlık, Orta ve Güney Amerika’da vites yükselten ABD saldırganlığı. Bu yangın noktalarının ortak özelliği tıpkı gerçek yangınlar gibi yayılma tehlikesi barındırmaları. Hiçbiri çıktığı yerde duracak gibi değil.

Ortadoğu bunun en somut örneği. Filistin soykırımı, Suriye kördüğümü, Lübnan’ın başına çöken yeni iç savaş tehlikesi, Yemen’in emperyalist saldırıya yiğitçe ve inatla direnmenin bedelini her gün ödemesi gibi gelişmeler birbirleriyle bağlantılı.

Geçtiğimiz günlerde Nicholas Danfort’ın, Foreign Policy dergisinde bir makalesi yayınlandı. Danfort uzun yıllardır Türkiye üzerine çalışan bir araştırmacı, akademisyen. Liberal görüşlü Demokratlara yakın sayılabilecek bir Amerikalı.
Danfort, makalede özetle bölgenin, hatta dünyanın kuralsız bir cangıla döndüğü tespitini yaptıktan sonra Akepe Türkiyesi’nin önümüzdeki dönemde işinin zorlaşacağını, yakın zamana kadar bölgenin tek “delikanlısı” pozlarında sınırları zorlayan Türkiye’nin, herkesin aynı şekilde davrandığı bir dünyada eskisi kadar rahat hareket edemeyeceğini söylüyor.

Birinci tespit kesinlikle doğru. Yaygın deyişi uyarlarsak, “kural mural yok, bam bam bam!” bir ortamdayız. Küresel zorba ABD’ye sırtını dayarsan artık soykırım yapmak bile serbest. Bölgede Suriye rejimini değiştiren geniş ittifakın üyeleri, bir sonraki hedefe doğru saldırmaya hazırlanırken birbirlerini dirseklemeyi de ihmal etmiyorlar. Ganimetten alınacak payı büyütmeye yönelik gerginlikler yaşanıyor.

İsrail ile Akepe/Mehape Türkiyesi arasındaki çekişme buna bir örnek. O yüzden bugün bunun bir yansıması olan Kıbrıs gelişmelerini tartışmaya çalışacağım.

İsrail’in Kıbrıs’a Barak MX tipi hava savunma sistemi göndermesi Türkiye’de tartışma yarattı. Millî Savunma Bakanlığı bir açıklama yayınlayarak bu sevkiyatın tehlikeli bir gelişme teşkil ettiği ve konunun yakından izlendiğini belirtti. TBMM Başkanı Kurtulmuş dahi “bunun sıradan bir askeri sevkiyat olmadığının farkındayız” dedi.

İsrail’in Yunanistan ve Kıbrıs’la yakın ilişki kurduğuna dair her haber ülkemizde benzer tepkiler yaratıyor. Mesele acaba sadece Türkiye ile İsrail arasında yaşanan gerilimle mi ilgili?

Türkiye’de Kıbrıs denince milliyetçilik krizine girmek eski bir refleks. Kıbrıs bizim canımız feda olsun kanımız diye bağıranlara artık pek rastlanmıyor ama Ada üzerindeki kısmi kontrolün Türkiye’nin güvenliği için hayati olduğu hususunda geniş bir mutabakat var. Bu mutabakat Kıbrıs’ı asla adada........

© soL