Bazen geçilmez. Bazen gidilmez. Kalınır, durulur. Adeta toprağa kök salmak ister gibi, adeta mıhlanmış gibi. Hani çıkamıyorum denir ya, Füruzan’ın “Parasız Yatılı” öyküleri ile aramda gizli bir dil oluştu. Geçen dilimin döndüğünce yazmaya çalışmıştım. Ama şiir nasıl tam olarak çevrilemezse, ille de tüm lezzeti ana dilinde ise, iyi öykü üzerine yazmak da biraz öyle. Çünkü kitaptaki her bir öykü keskin bıçak… Her bir öyküde kurulmuş kişilerin her biri karakterleşmiş kahramanlar. Etlenmiş, canlanmış, kendine özgü yani biricik… Nev-i şahsına münhasır denir ya, sui generis…
Başlığa adını veren öykü şöyle başlıyor: Vedat’ın delirdiğini ilk kim söyledi; annesi mi?
Anne kim mi? Anne nasıl? Vedat ile anne arasında ilişki nasıl?
Annenin iç sesinden dinleyelim: “Ama ben dedem yaşında bir adamın tükürük hokkasını döktüm. Hizmet edenlere bırakmadım bir hizmetini… Kocamdan gayrısına içim kabarmadı. Onu da istedi diye hep boyun eğdim. Erkeğin harcı kadının boynunun borcu.”
Annenin ağzından anlatılıyor öykü. Küçük bir köylü kızının, çocuklarını doğurduktan sonra ana oluşunun, oğullar büyüdükçe hoyrat kaynana oluşunun ağzından. Vedat ise en akıllı oğul. Sürüden ayrılan Ağa oğlu Vedat o. Ankara’ya okumaya giden. Haktan hukuktan söz eden. Köylünün, ırgatın, yoksulun yanında yer alan.
Ağabeyleri yüzüne değilse bile ardından konuşur Vedat’ın. Anne aktarır: “Sen Ağa oğlu değil misin ulan? Burada bizim kadar sen de her şeyden hak alıyorsun. Diklenmen gösterişten başka ne ki? Öğrenmiş üç tane kıytırık şiir. –Burada Vedat’ın sesine benzeterek başlıyordu- Akıyordu su / Gösterip aynasında söğüt ağaçlarını / Salkım söğütler yıkıyordu suda saçlarını.”
Öykü annenin ağzından, onun iç sesi ile anlatılırken sonra mesafe girer ve Tanrısal bakış açısı ile devam eder. Öyküdeki bu yarılma hukuk okuyan Vedat’ın “tutuklanması, savcının Vedat için azılılar güruhunun elebaşı olduğunu söylemesi ile olur.
- Kaç gündür polisteymiş?
- Bir aydır anne. Soruşturmada tek sözü, “Daha gizlide ne arıyorsunuz?” olmuş. “Her şey meydanda.” Savcı arkadaş ona yardımcı olmak istemiş.........© soL