Temiz eller mi dediniz? |
Yolsuzluk soruşturmaları başlangıçta muhalefeti hedef alıyordu. Ama orada kalmadı ve iktidar cephesinin içindeki çatlaklar pislik püskürten volkanlara dönüştü. Önümüzdeki ağırlıklı olasılık suların durulması değil, yönetim krizinin içinden çıkılmaz hale gelmesi…
Hal böyle olunca ve kriz itiraf edilemeyeceğine göre AKP saflarında mümkün olan tek açıklama duyulmaya başlandı: Türkiye bir “temiz eller” operasyonu yaşıyordu. Altını çizeyim, bu tez krizi örtmek için uydurulmuştur.
Tabirin doğduğu tarihsel örnekte de işler daha az karışık değildi. İtalyancası mani pulite… İtalya’nın bağırsakları öyle dolmuştu ki, mafya bağlantılı yolsuzluk soruşturmalarında dört yüzden fazla belediye meclisi feshedildi, parlamento üyelerinin yarıdan fazlası iddianamelere dâhil oldu, geleneksel siyasi partiler çöktü. Binlerce mahkûmiyet kararının yanında intihar eden iş ve siyaset insanlarının hesabı tutulmadı bile…
1992’de henüz kırklı yaşlarının başında olan Milano savcısı Antonio Di Pietro halkın sevgilisi olarak birkaç yıllığına ülkenin en güçlü figürü oldu. Somut konuşursak iki veya üç yıllığına.
Zincirin ilk halkası Sosyalist Parti üyesi Mario Chiesa’nın bulaştığı sıradan bir rüşvet hikâyesiydi. Bu işlerde rastlantıya pek az yer vardır; rüşvetçi siyasetçinin soyadı “Kilise” anlamına geliyordu! İtalya’da kilise Vatikan’dır. Mafya ise zaten boylu boyunca oradaydı. Operasyon sosyal-demokrasiden başlamıştı. Sağcı başbakanın “Tamam tamam Roma’yı da ben yaktım” serzenişine kimse dönüp bakmadı…
Geriye aslında bir tek komünistler kalıyordu. Ama onların da çoğunluğu Sovyetler Birliği’ni dağılmaya götüren glasnost-perestroyka sürecinde tövbekârlık yolunu tutmuştu. 1990 sonbaharında Batı Avrupa’nın en güçlü komünist partisi adını Demokratik Sol olarak değiştirmişti. Kitlesel olmaya devam etse de, düşüşteydi.
Bu değişim ne sürprizdi, ne de yalnızca Moskova’dan esen rüzgârların sonucuydu. İKP çoktandır sağcı bir açılımı takip ediyordu. Sınıf mücadelesi, yerini Hıristiyan Demokrat Parti’yle “tarihsel uzlaşmaya” bırakmıştı. Belli ki,........