menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Seçmeli baskı

37 10
08.11.2025

Siyasi iktidarın Ortadoğu’da içine girdiği denklem “süreci” ileri ittirmek zorunda. Demirtaş’ın hapislik yaşamının sonuna yaklaştığına dönük işaretler de buna bağlanabilir. Ancak süreç ile hapislik arasındaki çelişki yeni ortaya çıkmadığına göre, iktidar cephesindeki tutum değişikliğinin bir ek açıklamaya daha ihtiyacı olmalı.

İşin içinde demokratikleşme arayanlar hapishane kapısının ancak Kasım 2025’te aralanmasını, “demokratikleşmeye direnenlerin” sahip oldukları ağırlığa bağlayacaklardır. Ama diyeceklerdir, yol artık açılmıştır!

Bu yorumda bulunanlara Tele 1’e el konmasından casusluk soruşturmasına, gazetecilerin evlerinin basılmasına kadar tam karşı yöndeki adımlar sorulduğunda, iki seçenek söz konusu olabilecektir. Birincisi, demokrasi düşmanlarının hala ayak diremesi. İkincisi ise Ergenekon kumpası günlerinde kullanılıp cılkı çıkartılan tez, yani iktidarın operasyonlarına muhatap olanların bizzat söz konusu demokratikleşme karşıtı odaklar olduğu!

Son cümle için, “yok artık” diyecek olanlara geçenlerde Öcalan’ın kimi yayınlardan duyduğu rahatsızlığın kamuoyuna iletildiğini hatırlatmak durumundayım… Ama ben, doğrusu Türkiye’ye bir kez daha kumpas tezlerinin yutturulmasını mümkün görmüyorum.

Türkiye’ye bir kez daha kumpas yutturulamaz, çünkü ne AKP merkezli ittifak sistemi o zamanki kadar güçlüdür, ne de devlette sürece........

© soL