Laiklik |
Laikliğin bir yaşam biçimi, bireysel bir tercih olarak sunulması AKP’li yıllarda düzen içi muhalefetin alametifarikalarından biri oldu. Bu kapıyı bizzat Erdoğan göstermişti; bir konuşmasında, devlet laiktir elbette demişti, onu tartışmıyordu; ama Müslüman kişi laik olamazdı…
Oysa laiklik kişisel bir norm değildir ki! Yurttaşların dinsel inanç ve ibadetlerinin, dinsel inanca sahip olup olmadıklarının, nasıl bir ibadet yaptıklarının veya yapmadıklarının kamusal alanın dışına çıkarılmasıdır. Aslında yurttaşlığın temel bir koşulundan söz ediyoruz.
Laikliğin öncesinde erkin kaynaklarından en azından bir tanesinin tanrısal olma iddiasındaydı. Söz konusu olan, “ben böyle inanıyorum” biçiminde bir yargı da değil. Bireyler erkin kaynağına dair herhangi bir yorumu benimseyebilirler. Ama tanrısallık iddiası toplumsal yaşamda örgütlü olarak çıkar karşımıza. Kilisedir, hilafettir, tarikattır ve bir kurumsallığa sahiptir. Devlet katında da toplumun içinde de örgütlüdür bu kurumlar. Örgütlenen kitlelere ise tebaa diyoruz.
Söz konusu örgütlenme siyasal ve toplumsal olduğu için, üyeleri de ayrıcalıklıdır. Tebaadan farklı olarak yurttaşlar tanım gereği, hukuken eşittir. Kuşkusuz laiklik ilan edildi ve uygulandı diye, eşitsizliğin sınıfsal kaynakları buharlaşmaz. Ama dünyevi olmayan bağlardan kurtulan yurttaş artık hakkını aramakta özgürdür. Hukuken eşit olunacak ki, sınıfsal eşitsizlikleri kurutmak için verilen mücadeleler de meşruiyet kazansın…
Üstelik erkin “tanrısal kaynağı” her zaman egemen sınıfın hizmetindedir. Büyük Fransız Devrimi’nin kilise kurumuna karşı konumlanışıyla aristokrasiye karşı mücadelesi bitişik gündemlerdir. Soyunun ayrıcalıklı ve toprak mülkiyetinin doğuştan hakkı olduğunu iddia edenler, “tanrı”yı tanıklığa çağırmak durumundadır.
Anayasacı, meşrutiyetçi, cumhuriyetçi demokratik akımlar, uzlaşmalar yoluyla veya devrimci hamlelerle iktidarı yeryüzüne indirdiler. Bu değişim dünya çapında başarıya ulaştı ulaşmasına, ama sonrasında mülk sahibi sınıflar, kendilerine çalışan toplumsal eşitsizliği aklamak için yine dini toplumsal........