Emperyalizmi hafife alanlara |
Geçen haftaki yazımı “devam edeceğiz” diye sonlandırdığıma göre, bugün yine “sol ve Kemalizm” hakkında bir şeyler bekleyenler olabilir… Umarım haftaya…
Doğrusu uzun zamandır ülke gündemini emperyalizm kavramını kullanmaksızın ele almaya çalışanları hayretle izliyoruz. Basbayağı emperyalistler tarafından projelendirilmiş “açılımların” sağcıların ağzında milli-yerli demagojisine bağlanmasını kast etmiyorum. Sağın kavram ve değerler seti bütünüyle manipülatif, samimiyetten de uzak. Nasıl olmasın? Varlıklarını borçlu oldukları temel dinamikleri açık etme şansları yok… Emperyalizm düzene dışsal, yabancı bir faktör değil, basbayağı içsel. Bu anlamda sağcılık da emperyalizmin uzantısı. Bu gerçeği örtmek zorundalar.
Ama solu tanımlayan başlıca özelliklerden biri yurtseverlik olmalıdır. Emperyalizmin analiz edilmesini tarihsel olarak sola borçluyuz. Emperyalizme karşı mücadele de ya solun işi olagelmiştir, ya da bu sahaya çıkanlar, ister istemez sola kaymışlardır. Hal böyleyken bu faktörü ihmal etmek solda basit bir yanlış, gözden kaçırma falan olamaz…
Ben bunları düşünürken Nermin Abadan Unat’ı kaybettik. Değerinin gelecek kuşaklar tarafından kavranmasını diliyor, saygıyla anıyorum. Herkese “hocaların hocası” denmiyor. Bu sıfat bir akademisyenin yetiştirdiği öğrencilerin bir sonraki kuşağa bilgi aktarmasından çok daha fazlasını anlatır… Ölümünün ardından hakkında yazılanlar buna yeterince ışık tuttu.
Değineceğim boyut başka… Çok kısa süre önce Yazılama Yayınlarından çıkan Parti Tarihi üçüncü kitapta bir Nermin Abadan Unat alıntısı yer alıyor. Daha doğrusu hocanın bir tanıklığına başvuruluyor:
“(…) 1959........© soL