Yıllarca kendilerini sol /Atatürkçü maskesiyle izole edenler, AKP’nin yarattığı sanal güven ortamında maskelerini çıkartmış, gerçek yüzlerini göstermişlerdir. Bir kısmı AKP cephesine geçerek doğrudan, geçemeyenler de dolaylı olarak saflarını belirlemişlerdir. Gerçekte kapitalist bu omurgasız kitle, emperyalistlerin AKP eliyle uygulamaya koyduğu Ergenekon kumpası döneminde cezaevlerinde ıslah edilmişlerdir.
Beyinleri, düşünceleri iğdiş edilenler kumpasın çökmesinden sonra kendilerine kumpas kuran, hürriyetinden yoksun bırakanların saflarına geçmiştir. Dönekliklerini, ideolojik sapmalarını da ağızlarından düşürmedikleri anti-emperyalist gibi benzer klişe söylemlerle perdelemeye ve kitlelerini de bu şekilde manipüle etmeye çalışmaktadırlar. Bunların ardılları da başta ABD olmak üzere AKP’nin, emperyalizme karşı savaşım verdiği yalanına koşulsuz inanmışlardır. Bu tam anlamıyla güleni çok ama inananı olmayan durum komedisidir.
Mezun olan genç teğmenlerin anayasaya ve Atatürk ilkelerine bağlılığını gür sesle ifade etmeleri yalnızca cumhuriyet rejimi yerine din merkezli sultanlık rejimi inşa etmeye çalışan kadroyu değil, sol’dan sağa devşirilen kurşun askerleri de rahatsız etmiştir. Genç teğmenlere karşı öfke kusanların teğmenler hakkında inceleme başlatmaları, ordu içinde kalan Atatürkçü kadroyu tasfiye etmek için atılan ilk adımdır.
AKP’nin sıkıştığı, tökezlediği durumlarda koluna girip kaldıran yine bu devşirme sol maskelilerdir. Filistin’i iç siyasette payanda olarak kullanan AKP ile birlikte Hizbullah’ı direnişçi/şehit ilan etmeleri ise Teğmen Kubilay’ı katleden dinci, bağnaz kafalarla aynı zihniyette olduklarını bir kez daha teyit etmiştir. Teğmenlere karşı alınan tavır, cumhuriyetin henüz ilk yılları 1930’da yaşanan Kubilay olayının benzeridir. Ağızlarına dinin gemi vurulan bir kısım yobaz dinci güruh cami çıkışı sonrası cumhuriyet savunucusu Teğmen/ öğretmen Kubilay’ı öldürmekle kalmamış, kafasını vahşice kesmişlerdir. Bu vahşetin örneğini 15 Temmuz’da askerin kafasını keserek göstermişlerdir.
ABD güdümlü Ergenekon kumpasını AKP ile birlikte yürüten PKK’nın siyasi çatısına karşı tavır alan aynı dönekler, PKK ile aynı amaç ve hedefte birleşen Hizbullah’ın vahşi cinayetlerini görmezden gelerek kahraman ilan etmişlerdir. Devrimci, kahraman / şehit ilan ettikleri Hizbullah tutukluları, 2011’de bulundukları cezaevlerinden salıverilmiştir. Sonrasında ise tıpkı PKK gibi siyasi çatı altında birleşerek meclise girmiş ve bugün anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemez ilk dört maddesinin değiştirilmesi için yoğun çaba içine girmişlerdir. CHP’yi, DEM ile işbirliği yapmakla suçlayan solun iğdiş edilmiş figürleri, AKP programlarını savunmakla aynı zamanda Hizbullah’ın siyasi çatısı Hüda-Par’ın da........