Cennete giden merdiven |
Kadın zengin, kibirli… Hırslı da. Ona göre parlayan her şey altın. Bu dünya yetmiyor ona ve cennete kadar giden bir merdiven satın alıyor. Parayla her şeyi elde etmeye alışık. Oraya ulaştığında “mağazalar kapalı olsa bile” bir kelimesiyle yine her istediğini alacağına inancı tam.
Hızla çıkıyor son basamakları, işte duvarda tabelası… Ama yine de emin olmak istiyor; zira çoğu kez kelimelerin iki anlamı var. Pırıl pırıl akan derenin yanındaki bir kuşun şarkısı geliyor kulağına: “Bazen düşündüğümüz, inandığımız her şey yanlıştır.”
Şaşırıyor tabii… Her şeyin düşündüğü, planladığı, istediği, “satın aldığı” gibi gitmemesine alışık değil. Biraz da irkiliyor; ruhu hemen oradan ayrılmak istiyor çığlık çığlığa… Dumanların, sislerin arasında bir yol daha beliriyor. Kuşun şarkısının yankılandığı bir yol.
“Merdiven fısıldayan rüzgârda”
Rüzgâr, toplanıp o kuşa bakanların, şarkısını dinleyenlerin fısıltılarını da getiriyor artık. Eğer herkes o melodiye kulak verirse, birlikte mırıldanmaya başlarsa o zaman “kavalcı” insanları akla, “neden”e götürecekmiş. Ve yıllardır ayakta bekleyenler, dayananlar için yeni bir gün doğacak, ormanlarda kahkahalar yankılanacakmış.
Çalılıklarda, çitlerde bir koşuşturma, bir panik sezilse de “Sakın telaşlanma” fısıltısını taşıyor rüzgâr, “O Mayıs Kraliçesi’nin bahar temizliği!” Ardından yine duyuyor o rüzgârla, “Evet, gidebileceğin iki yol var uzun vadede… Ama daha da önemlisi bulunduğun o yolu -hemen- değiştirmek için hâlâ zaman var. Umut orada…” Kadın anlıyor ki o yeni “dünya”ya giden “asıl merdiven fısıldayan, uğuldayan rüzgârın üzerinde”.
“Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için…”
Kadın da birçok insan gibi onca zaman -tek- bildiği ilk yoldan yürümüş, inatla… Gölgeleri ruhlarından uzun olmuş hep; hayallerini, erdemlerini o koyu gölgede bırakan karanlık yolda savrulup durmuş hayatları.
Başı, kulakları uğulduyor kadının. Ama hissediyor ki yolunu değiştirmezse o uğultu dinmeyecek. Yolunu değiştirdiğinde ve “herkes bir olduğunda ve bir her şey olduğunda” yeni bir gün. Kulağına çocukken okuyup çoktan unuttuğu o roman geliyor: “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için…” İşte o zaman kaya gibi olacak, yuvarlanmayacaklar oradan oraya. Aklın, mantığın, gülümseyen duyguların gücüyle, kahkahalarının yankısıyla dimdik duracaklar.
Lennon’ın hayalinden bir ay sonra
Sözlerine, betimlemelerine bağlı kalarak hikâyesini aktarmaya, gözümün önüne gelen filmini anlatmaya çalıştığım bu şarkı Led Zeppelin’in dördüncü albümünden. Sözü müziğiyle değerini yitirmeyen kült şarkısı “Stairway to Heaven”… Tam 54 yıl önce bugünlerde, 8 Kasım 1971’de çıkıyor piyasaya.
Ondan bir ay önce, 11 Ekim’de yine İngiliz bir müzisyenin, John Lennon’ın 45’liği dönüyor pikaplarda: “Imagine”. Onun şarkısı da “cennet”le başlıyor lâkin hayallerinin tasviri, kapsamı farklı: “Hayal edin /Cennetin olmadığını /Denerseniz bu oldukça kolay /Altımızda bir cehennemin olmadığını /Üstümüzde sadece göklerin olduğunu /Hayal edin Bütün........