menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Teostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu

45 5
07.12.2025

Bir Cuma namazında imam müminleri ikaz için dünya sevgisinin tehlikelerinden bahsediyor. Dünya için çalışmanın bir tercih ve lüks olduğu eski zamanlardan kalma bu karşıtlık varsayımı, dini teşvik eden vaaz ve nasihat dilinde hakim olmaya devam ediyor. Sanki insanlar dünyayı sevdikleri için dünyaya bulaşıyorlar varsayımı üzerine kurulu bir ikaz. Hala eski kuşak anneler-babalar çocuklarına dünyanın fenasını anlatıp ahirete doğru meyli teşvike çalışıyorlar. Dünyadan dolayı dinden uzağa düştüklerini sanıyorlar. Ama yanılıyorlar. İnsanların dinden dünya için uzaklaştığı varsayımı bugün İslami dindarlığın en büyük yanlış varsayımlarından biri. Peki dinden kaçış neden sanıldığı kadar dünya ile ilgili değil?

Son zamanlarda artan deizm, ateizm, irtidat teşebbüslerinin neden yaygınlaştığı sorusu üzerinde düşünülmesi gereken bir soru. Yeni sorulara eski cevaplar vermekle sorunu çözmek zor. Dinden kaçışın sebebi dünya sevgisi değil, din ve dünya arasında yaşanan kopernik devriminin hesaba katılmaması ve dinden maksadın yenilenememesi. Sanayi çağında tarım, bilgi çağında sanayi diliyle konuşmak elbette bir sorun. Burada herhangi bir çağı matah sayıyor değilim. Ancak mukteza-yı hale mutabakat belağatın kuralıdır. Anlayış ve anlatış konusunda tecdid gerekiyor. Ancak bunu duymak bile istemiyor çoğu dindar insan. Halbuki burada bahse konu olan yenilenme lüzumu ne dinde reform isteyen yüzeysel zihinlerin talep ettiği şeydir, ne de dine dair herşeyi kıpırdayamacak şekilde sabit ve mutlak sayan taassup ehlinin istediği şeydir. Geleneğin bugüne gelmesine müsaade etmek ile modern zamanlarda Müslüman olmak aynı anlama gelebilmeli.

Bugün insanlar eğitim, bireyselleşme, sorgulama gibi faktörlerden dolayı dinle kavgalı hale geliyor. Farklı bir zaman ve zemindeyiz. Yine aynı sebeplerle dinle ilişkisini yenileyip salabet kazanan insanlar da var. Yani burada sorun yeni şartların dinden kopuşa sebep olması değildir. Yeni şartların gerektirdiği bir söylemin geliştirilememesinin dinden kopuşa sebep olmasıdır sorun. Din ve dünya ilişkilerinde bir kalıbrasyon gerekiyor.

Bedeviyetten çıktıkça dinin korku ve ümit ile ifa edilen parça başı iş olmaktan çıkıp hayatın geneline yayılan bir şuurluluk ahlakına dönüşmesi gerekiyor. Tasavvuf bunu uhrevi olarak yaptı. Yani bunu eski dünyada, dünyanın eski halinde yaptı. Eski dilde ve geleneksel şartlarda dünyasız bir dinî hayata takva denirdi. Acaba bugünün takvası farklı olabilir mi? Din hariçten gelen sopalı veya havuçlu bir edep talebi olmaktan ziyade içerden onaylanan bir ahlak olarak tek tek insanlara inmek, onlara kanaat getirtmek zorunda. Buna modern zamanlarda dinin ahlaklaşması lüzumu diyebiliriz.

Peki dünyasız bir din beklentisi nereden geliyor? Hıristiyanlığın aksine İslam, dünya ile........

© Serbestiyet